Veli’nin Anlamı
Velâyete mazhar olana "velî" denir ki; bu aynı zamanda Cenâb-ı Hakk'ın mübarek isimlerinden biridir. Bu isme tam bir "ma'kes-i münevver" ve "mir'ât-ı mücellâ" olmuş veli, "fenâfillâh" ve "bekabillâh"a da mazhar sayılır. Ancak velînin bu mazhariyeti onu, Hz. Rûh-u Seyyidi'l-Enâm'dan müstağni kılamaz. Bilakis, mertebesi ne olursa olsun, bütün hak dostlarının en bereketli feyiz kaynaklarından biri, hattâ vesileliğinin hususiyeti itibarıyla birincisi, "mişkât-ı nübüvvet" ve "kevser-i hakikat" olan Hz. Zât-ı Ahmediye aleyhissalatü vesselam ve O'na tebaiyettir. Bu husus, Kur'ân-ı Kerîm'de birkaç yerde gayet "net" olarak vurgulanır ve o menba-ı feyz ve maden-i hakikate dikkatler çekilir. İşte o pürenvâr beyanlardan biri: "De ki eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin..." (Âl-i İmran, 31)
- tarihinde hazırlandı.