Kur’an’da Telbis

Peygamberlik ufkunun hususî derinliği, saffeti ve kıyas kabul etmezliği mahfuz, "Attığını attığın zaman sen atmadın onu ancak Allah attı." (Enfâl/17) ve "O sana bey'at edenler Allah'a bey'at etmişlerdir, Allah'ın inayet eli onların üzerindedir." (Fetih/10) icmâlî meâlleriyle vereceğimiz bu âyetler tevhid edâlı, cem' televvünlü, fark buudlu böyle bir üslubun işaret kaynağı gibidir.. işaret kaynağı gibidir ama bu çizgide hak erlerinin yaşadığı telbîs Hz. Zât'ın zâtı itibarıyla değil, sıfatları itibarıyladir ve gerçek çerçevesi de muhkemâta ircâ ile belirlenecek bir telbîstir. Evet, âyetlerde işaret edilen atıp vurmanın, görüp konuşmanın, bey'at edip yüceltmenin keyfiyeti -aslında keyfiyet sözü bile, söz yetersizliği mazereti olmasa apaçık bir saygısızlık- ne olursa olsun Hak, sıfat-ı celâliye ve kemâliyesiyle o Müstesna Zât'ta mütecelli demektir.

İşte bu mülâhazayı, Hz. Mevlânâ, biraz da "fenâfillah, bekâbillah" esprisi içinde şöyle ifade eder:

Hz Nuh: "Ey isyanda baş çekenler, ben ben değilim; ben canım itibarıyla ölü, canan ile diriyim. Zira ben, insanlığın babası Hz. Adem'in bazı hisleri itibarıyla ölüp fani oldum.. ve Cenâb-ı Hakk bana sem' u idrak ve basar oldu."

Kadimden beri ehl-i Hak hep böyle vücudda adem, ademde vücud mülâhazası üzerinde duragelmiştir. Bu konudaki en tutarlı yaklaşım da; nefis ve enaniyet cihetiyle yok olup, kalbî ve ruhî hayat itibarıyla yeniden dirilişe erme olsa gerek....

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.