Sofiye ve Ruh

Sofiye, ruhu, ilâhî hayatın bir tecellisi, bir zılli ve hakikatine Cenâb-ı Hakk'ın kimseyi tam muttali kılmadığı bir cevher olarak tarif etmiştir ki, hükema ona "nefs-i nâtıka", sofiler de "Kendi ruhumdan ona üfledim." âyetine dayanarak "ruh-u menfûh" demişlerdir. Onlara göre, insanın insanlığı bu ruha bağlı olduğu gibi, onun kemalâtı da bu ruh ve onun önemli bir esası olan kalbin ayak ve kanatlarıyla gerçekleşmektedir. Evet bu ruh, insanın Hakk'a yürüyüp yükselmesinde bir vesile ve Allah'ın insanla münasebetinde de önemli bir vasıtadır. Öyle ki insan ancak, bu ruh-u menfûhla metafizik düzlüklere açılabilir, onunla Hak'la münasebetini duyar ve onunla kalb, sır ufuklarından, cismâniyete kapalı ne müşahede edilmezleri müşahede eder..

Ceset, bu ruhun matıyyesi ve biniti, cismânî kalb lâtife-i rabbaniyenin ve batınî havâs da sırrın. İnsan, bildiklerini bu ruhla bilir; idrak ettiklerini/edeceklerini bununla idrak eder ve kendini de onunla duyar, onunla kavrar. Uyku ve baygınlık hâli gibi durumlarda o, minvechin bedenden irtibatını keser ve kendi ufkunda serbest dolaşmaya başlar; ölüm vuku bulunca da tamamen cesetten ayrılır ve öbür âlemdeki "halk-ı cedid" anına kadar bir berzah vetiresi yaşar; yaşar ve katiyen yokluğa maruz kalmaz.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.