Türk Milletinin Öncülüğü
Biz, kendi dünyamızda, her gün daha da artan bir tempo ile gelişen, çoğalan böyle bir düşünce ve böyle bir şuûru müşâhede ettikçe, kendi kendimize: Muhtemel çok yakın bir gelecekte, her gün daha da coşan, pekişen bu heyecan ve şuur, öylesine ciddî bir feverânla kendisini hissettirecektir ki; o gün yüzü gülmedik bir mazlûm ve mağdûr, ettiklerine nâdîm olup ağlamadık da bir zâlim kalmayacaktır.
Acaba bu umûmî "ba’sü ba’del-mevt" de bugüne kadar batı âlemi karşısında İslâm dünyasının aşılmaz seddi, koruyan müstahkem kalesi olma vazifesini yüklenmiş ve asırlarca bu mükellefiyetini şanla-şerefle ifâ etmiş soylu milletimizin vaziyet ve istikbâli nasıl olacak diye düşünülebilir? Hiç şüphe yok ki, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da, Peygamber (sav) tebcîliyle göklere çıkarılan kostantiniyye fatihlerinin çocukları, yine İslâm dünyasının önünde yürüyecek.. yine mukaddes davanın temsilciliğini yapacak.. ve koskoca zalim bir dünyanın İslâm’ı imhaya yönelik bütün komplolarını ters-yüz edecek, bütün plânlarını parçalayacak ve onlara karşı bir kere daha en mükemmel şekilde vasîlik sorumluluğunu yerine getirecektir. Bunlar birer beklenti ve kuruntu değil; öyle de görülmemeli! İslâm dünyası, ülke ve insanımızı, düne nispeten bugün daha iyi tanımakta, daha sıcak bakmakta ve onu bu yeni dünyanın başı olarak selâmlamaktadır.. milletimize gösterilen bu yürekten alâka, onun gelecekte edâ edeceği vazife adına bir avans ve bir ilk mukâbele sayılabilir. Zirâ o, bağlı bulunduğu bu dünya için her şeydir. O’nun ölümü, onunla irtibatlı bu âlemin de ölümü olmuştu; ümit ediyoruz ki dirilişi de İslâm dünyasının dirilişine vesîle olur.
Bundan dolayıdır ki, bilhassa bizim insanımız, tarihin bize tahmîl ettiği en şanlı vazifeleri, en şerefli bir surette ifâ edebilmek için dâimâ zirveleri kollama, kendi dünyasında bayraktarlığı kimseye bırakmama, devletler arası muvâzene ve dünya dengesinde, tarihî yerimizi istirdât edecek seviyede ve sorumluluk şuuruyla hareket etme mecburiyetindedir. Bu çok önemli ve alemşumûl hedefi yakalamak için de, milletçe; ilmî, içtimâî, iktisâdî ve sınâî bir güzergâhın takip edilmesi, millî yapının kendi hususiyetleriyle bir kere daha gözden geçirilerek sağlamlaştırılması, sağlam esaslara bağlanması; millet ve idareci münâsebetlerinin şanlı geçmişimiz çizgisinde yeniden ele alınması, halkın rehberlerini saygıyla selâmlayıp onlara temennâ durması, rehberlerin de arkalarındaki kitleleri samîmiyetle kucaklaması; güç ve kuvveti temsil edenlerin, millete, milletin de onlara güvenip itimat etmesi şarttır.
- tarihinde hazırlandı.