Dua-3
Ey taşı-toprağı hayâta ulaştıran, ey şeytanlığa açık ruhları lütfedip meleklerle buluşturan Rahmet Sultânı! Bizlere, bizi aşan istidâtlar ve o istidâtlarda inkişaflar ver; Seni bilmez kömür ruhlara da ya elmas olma yolunu göster veya hadlerini bildir!
Ey yokluğu, varlığıyla süsleyen, damlaya deryâların vüsatini bahşeden, zerreye güneş olma istidâdını veren Ulu Sultan! Canlı-cansız, insan-hayvan, mümin-kâfir, şuurlu-şuursuz, tâlihli-tâlihsiz her şey ve herkes Senin bayrağının altında, varlığını soluklar O bayrağın üzerimizde dalgalanması eksik olmasın! ve Senin varlığından nebeân eden nurların gölgesinde yaşar. Hususi tevcih ve meşîetin olmasaydı, hiçbir şey var Yanıp-sönen bütün nurların ışık kaynağı Sensin biz hepimiz, doğar, büyür ve ölürüz.. Sen ise kendi kendine varsın, varlığınla da zaman ve mekân üstüsün! Her an binleri, yüzbinleri var eder onlarla varlığını gösterir onlarda gözettiğin hikmetlerde meşîet ve ilmini hatırlatır her şeyi değiştirerek değişmezliğini iş’âr eder hedef eksenli yürüyenlere eşyâ ve hadiselerin sırrını ve yolların büyüsünü fısıldarsın! Senin adın vicdanlarımızın en aziz konuğu O konuk gönüllerimizin sürekli mukîmi olsun!
Ey kapısının tozu-toprağı gözlerimize sürme Sultanımız.! Bizler, Senin yolunda bulunmanın şuuruna erdiğimiz (öyle zannediyor da olabiliriz) günden beri hep yollardayız başımız kapının eşiğinde.. gönüllerimizi mihmandarlığınla coşturduk ve her şeye rağmen misafirlerin olmaya azmettik. Teveccühlerin, gelecekteki lütuflarının referansı olarak ümit ve recalarımıza öyle bir fer verdi ki, herkese ve her şeye sırtımızı dönerek hülyalara sığmayan beklentilerimizle Sana yöneldik ayaklarımızda, Efendimiz’e ait prangalar, boynumuzda meşîet tezgahından çıkmış tasmalar, saçımızın tek teline bile ağyarı dokundurmayacak kadar gayûr, kararlı ve ahd u peymanlıyız.
Eğer bizler, Senin has bahçenin kumrularıysak, bize bitmeyen bir nefes, kesilmeyen bir ses lütfedip, bizi varlık ve mazhariyetlerimizin bedelini ödemeye muvaffak eyle! Sen coşturursan coşar, Sen duyurursan duyarız.. Senin semtinden kopup gelmeyenleri boş lakırdı sayar ve Seni anlatmayan dilden, Seni terennüm etmeyen nağmeden Sana sığınırız.
Bunlar, hâlimizi Sana hecelemekse, dillerimizdeki ukdeyi çöz; beyanlarımızı beyanın sayesine yükselt!. Gönüllerimizi değişmezliğe ulaştır ve nefeslerimizi kudsî nefahatınla besle ve derinleştir! Sen vermezsen biz hiçbir şeye sahip olamayız söyletmezsen hiçbir şeyi söyleyemeyiz. Bu kol-kanat nerede, O’nun hoşnutluk ufkuna ulaşmak nerede? Bu gönül nerede, kenz-i marifetine açılmak nerede? Bu dil nerede, vasfına tercüman olmak nerede...? Utandıran davranışlarımızdan, kulakları tırmalayan beyanlarımızdan hicap içinde ve iki büklümüz.. iki büklümüz ama, aynı zamanda Senin engin müsamaha ve rahmetine yönelmenin inşirahı içindeyiz. Evet günahlarımız, günahlarıyla yerin dibine batanların isyanlarına denk, uzaklığımız kahrının dolaşıp durduğu dairede ne var ki, affın bütün hataları aşıp eritecek enginlikte, yakınlığın da şah damarımızın berisinde isyanlarımız itibariyle değil, bağışlayıcı hususiyetinle, uzaklığımız cihetiyle değil, yakınlığın letafet ve sıcaklığıyla bizleri okşa ve maiyetini vicdanlarımıza duyur; hasta gönüllerimizi teselli buyurup ruhlarımızı teveccühlerinle doyur.
Önümüzdeki yollar sarp ve yokuş.. her köşe başında bir sürü gulyabâni gayızla gerilmiş hücûm ânı ve hücûm bahanesi bekliyor. Dillerinde, irtica, gericilik, teokrasi ve fundamentalizm, ellerinde gücün her çeşidi ve hayallerinde binbir entrika eğer biz onların dediği gibi dine, dünyaya, ilme ve gelişmeye karşı isek, Sen bizi bu sapıklıktan halâs eyle..? Liyakatımız yoksa, yolların mütedeyyin, mütemeddin, müterakkî ve ilim aşığı insanlara açılması için bizleri huzuruna al ve yolları aç! Yok karşı taraf yanılıyorsa, içlerinde salâha açık ruhlardan hidayetini esirgeme! Temerrüt ve din düşmanlığını meslek edinenlerin de birliklerini boz! Düzenlerini başlarına yık! Yurtlarına-yuvalarına feryat sal! Ve bütün inananları, bu karanlık düşünce, karanlık ruh ve kara seslerin, gayretine dokunduğuna inandığımız tecavüzlerine, tahkirlerine, tezyiflerine ve plânlarına karşı kapının sadık kullarını koru...!
- tarihinde hazırlandı.