İnanç ve Gönül Gözüyle Ülkemizin Güzelliklerine Bakmak
Cihanın en nâdide yerlerinde ve en müstesna coğrafyalarında gün gelmiş gündüzler matlaşıp sararmış, geceler karanlığa gömülüp ışıksız kalmış, günler birbirine karışıp bidüziye bir hâl almış; ama bu dünyada -tabiî görüp duyabilenler ve hayatını kalb ve ruh çizgisinde sürdürenler için- hiçbir şey eskimemiş, değişmemiş ve hele asla sihrini, cazibesini kaybetmemiştir. Aksine onda baharlar her zaman haşr u neşr nâraları atıp durmuş; yazlar rengârenk güzellikleriyle gelip gönül ufkumuza oturmuş; sonbaharlar monotonluğu yırtan nevhalarıyla dirilişe dayalı bir zevâli hatırlatmış; kışlar sinelerimizde aşk u hasret duygularını coşturarak ruhlarımıza yeni "ba'sü ba'de'l-mevt"ler fısıldamış ve bizi sürekli tabiatlarımızın emelleriyle buluşturmuşlardır.
Gönül adesesiyle bakıldığında bu ülkede gelmelerin-gitmelerin, değişmelerin-dönüşmelerin, farklılaşmaların-başkalaşmaların değişik mânâlar ifade ettiği görülür.. ve hayat her zaman in'itafları çok bir mecrada, olabildiğine yüksek bir debiyle özüne ulaşmak için tıpkı çağlayanlar gibi hep ebediyet endamlı mehip görüntüler sergiler durur. Sıkışıp daraldığında, gerilip debisini daha bir yükseltir ve aşar aşılmaz gibi görünen engelleri.. yürür köpüre köpüre havzında kendince.. kaynağından fışkırdığı gündeki safvetiyle; hatta daha bir arı-duru hâl alarak.. sonra çağlar ve hayat soluklar geçtiği her yerde.. yaşatır yaşamaya istidadı olanları ve koşar visâle sevgilisinden ayrı düşmüş bir âşık gibi.. derken erer vuslata, vuslatta ebedî huzura. Gönüllerimizde hayatın rengi, deseni, şivesi budur ama, anlamaz bunları anlamayanlar bizi; bizim mânâ köklerimizi, duyduklarımızı, düşündüklerimizi, mefkûre ve hedeflerimizi.
- tarihinde hazırlandı.