Kur’an ve Medeniyet
Kur’ân-ı Mübîn, ilk zuhuruyla, şarkı, garbı, şimâli, cenubu ışıktan kollarıyla sardığında, uğradığı her yere bütün ilimleri de beraber götürmüş ve dünyânın dörtbir yanını Cennet yamaçlarına çevirmişti. O gün O’na sahip çıkanlar, O’nun o nurdan mesajlarını en mükemmel şekilde temsil ediyor ve insanlığa "Kur’ân medeniyetine" açılan yolları gösteriyorlardı. Bu öyle yüksek seviyede bir temsil ve gösterme idi ki, bugün dünyânın muallimi olduklarını iddia edenler, o gün olsalardı Kur’ân talebelerine ancak çırak olabilirlerdi.
- tarihinde hazırlandı.