Problemlerin Kaynağını İyi Tesbit Etmek Gerekiyor
İşte bu noktadan hareketle, bugün olsun ciddi bir sorumluluk hissiyle bir kısım zararlı düşünce ve zararlı cereyanların esaslarını tespit edip önünü almazsak, şimdilerde yaşadığımız ahlâkî sefalet, içtimâî felaket ve bir kısım çarpıklıkları, gelecekte de değişik buutlarda yaşayacağız demektir. Netice ortaya çıktıktan sonra felaket ve sefaletin farkına varmak marifet değildir; marifet, hangi sebep ve sâiklerin, neler doğuracağını daha önceden kestirebilmektir.. yakın tarihimiz itibarıyla böyle bir firâset gösterdiğimizi söylemek oldukça zordur. Hele iradelerimizin hakkını verdiğimizi iddia etmek asla!. Aksine, bu alacakaranlık dönemde insanımız, kendi iradesi, kendi düşüncesi ve kendi azminden bile şüphe eder olmuştur.. olmuş ve sürekli kendini idare edecek üstün ve harika iradeler aramıştır. Dahası, "Falan düşünür-filan bilim adamı, falan ülke-filan devlet.." mülâhazasıyla saf şuurlara ve masum vicdanlara şahsiyetsizlik telkin edilmiş ve azimlere zincir vurulmuştur.. ve zamanla, o falanların-filanların, bizim düşünce ve davranışlarımıza hükmetmeleri, bizde bir çeşit baş dönmeleri, muhakeme inhirafları, mülâhaza çarpıklıkları ve şahsiyet kaymaları meydana getirmiştir. Hele, bilâ kayd u şart teslimiyetçi ruhlarda, tamiri imkânsız korkunç deformasyonlar hasıl etmiştir. Oysaki, ilâhî iradeden başka tahkiksiz ve tenkitsiz inanılıp kabul edilecek hiçbir irade yoktur.
Descartes, "Hür olmayan düşünce, düşünce sayılmaz" diyordu. Pek çok yanlarıyla çürümüş ve demode olmuş bugünkü skolastik düşünce sistemlerinden ruhumuzu kurtarmak için lâakal Descartes gibi düşünmemiz gerekmez miydi?. Ne gezer!
- tarihinde hazırlandı.