Ruh ve Mânâ İnsanına Duyulan İhtiyaç
Bizim, içten ve dıştan gelecek ihsanlara, düşünce sistemlerine değil; bizim, top yekûn milletimizde mesuliyet ve ızdırap şuuru uyarabilecek ruh ve düşünce hekimlerine ihtiyacımız var. Gelip-geçici saadet va'di yerine ruhlarımızda derûnîlik meydana getirecek ve bizi bir hamlede, mebde' ile müntehayı birden görebileceğimiz seviyeye ulaştıracak ruh ve düşünce hekimlerine.
Evet, şu anda biz, icabında cennete girmekten dahi vazgeçip ve şayet girmişse, dışarıya çıkma yollarını araştıracak kadar mesuliyet ve dâvâ âşıkı insanlar bekliyoruz. 'Güneşi bir omzuma, ayı bir omzuma koysalar, ben bu işten vazgeçmem!' diyen insanlar.. bu bir Peygamber ufkudur. Bu ufuktan akıp gelen ışıklarla coşkun bir dimağ, yerinde: 'Gözümde ne cennet sevdası, ne de cehennem korkusu var; milletimin îmanını selâmette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmava razıyım' der iki büklüm olur.. veya ellerini açar, 'Vücudumu o kadar büyüt ki cehennemi ben doldurayım, başkalarına yer kalmasın' çığlıklarıyla semavâtı lerzeye getirir.
Evet, bugün insanımızın, her şeyden daha çok, milletinin günahları için ağlayan, insanlığın affedilip bağışlanmasını, kendi bağışlanmasının önünde bekleyen.. ve A'rafta durup cennetliklerin hazlarıyla yaşayan, cennete girse dahi şahsî hazlarını duymaya vakit bulamayan derûnîlere ihtiyacı var...
- tarihinde hazırlandı.