Kur’an’ın Canlılığı
Kur’ân, Güneşten daha parlak ve daha canlıdır. Gençliğini korumak gibi bir meselesi yoktur onun... Asırlar geçtikçe, ilimler geliştikçe gençleşir, ışığı ve harareti daha bir artar. İlimler, onun zirveye, ufka diktiği bayrağa yetişmek için koşuşup durmaktadır.
Kur’ân, kâinattaki cârî kanunların ifadesi olarak, tedricen nüzûl etmiş veya tersi bir deyişle, kâinattaki eşya ve hâdiselerin seyri, Kur’ân’a uymakla peyderpey anlaşılır hâle gelmiş, çekirdekten ağaca, spermden insana - dünyanın ateş parçası halinden bugünkü durumuna gelmesi misali - bu anlayış da tedricen ve yavaş yavaş olmuş ve olmaktadır. Kur’ân, 23 yılda nâzil olmakla, beşerin yaratılışına ve fıtratına en uygun telkin yolunu seçmiş, doktorun dozaj ayarlaması gibi, ihtiyaca göre ve tedricen kötü ahlâkı, yanlış telâkki ve anlayışları ve batıl itikadları kaldırıp, yerlerine güzel ve doğru olanlarını yerleştirmiştir. İlimler de bu istikamette ve bu umûmî nizama göre peyderpey seviye kazanıp gelişmektedir.
- tarihinde hazırlandı.