Kendi Özümüze Dönüş Heyecanı
Şimdi o, çıkış noktası itibarıyla işlediği büyük yanlışlığın toplum hayatında hâsıl ettiği boşluklara, bunalımlara karşı ilimle, teknolojiyle övüne dursun; zevk u safâ ile kendini avutmaya çalışsın veya gözü fezanın derinliklerinde, gönlünde kaybettiği ruhu, mânâyı başka vadilerde arama yolunda ömrünü tüketsin. Biz bir iki nesil var ki şimdiye kadar olanlardan çok daha hızlı ve sistemli bir şekilde kendi ruhumuza dönüş heyecanını yaşamaktayız. Evet, bugüne kadar hemen her zaman maddeye, makineye sığınan ve her şeyi cismânî kriterlerle tartıp değerlendiren bizim insanımız, bir iki asırdan beri âzat kabul etmez kölesi bulunduğu tabularından üst üste yediği tokatlarla kısmen dahi olsa uyandı ve kendini bir tarihî geçiş anının kurbanı olarak görmeye başladı.. başladı ve bugünkü durumu ile özü arasındaki uçurumları, gayret, samimiyet, muhasebe duygusu ve gözyaşlarıyla doldurması gerektiğine inanarak "azim, tevekkül ve sebat" deyip yollara döküldü. Artık o, yollar bitse de yolculuğun bitmeyeceği bu vetirede "seyahat yâ Rasulallah!" deyip ebedlere kadar yürüyecektir. Bu yolda onun ruhunun olmazsa olmaz güç kaynağı; iman gerçeğini yeniden keşfedip vicdanen duyması, iradesini Hakk'a kullukla besleyip sürekli hayır eğilimlerine açık kalması ve her gün biraz daha artan ihsan şuurunun derinleşmesiyle "Lî maallahi vaktün-Benim Allah'la hususî bir hâlim var" hakikatini duyup her zaman ötelerle irtibatlı ve derin bir metafizik ufkuna sahip olmasıdır. İşte böyle bir mânevî donanımda başarılı olunabildiği takdirde, bugün dünyanın dört bir yanına hem de bir ibadet neşvesi içinde saçılan tohumlar, mevsimi gelince mutlaka bahar nâralarıyla hayata koşacak ve bu mağmumlar topluluğuna birkaç gül devrini birden yaşatacaklardır.
- tarihinde hazırlandı.