Kur’an’ın Makul Yaklaşımı
Kur'an pek çok ayat-u beyyinatıyla bize bu yolu salıklar ve makuliyeti, düşüncenin sonsuza bağlanması şeklinde yorumlar: Yerinde "Onlar başlarının üstündeki göğe bakmazlar mı? Bakıp da bizim onu nasıl sağlamca bina ettiğimizi ve onda bir açık ve bir dengesizlik bulunmadığını düşünmezler mi?. Biz, yeri de yayıp döşedik ve orada da, dengeyi sağlamak için ağır baskılı ulu dağlar yerleştirdik.. ve zeminde, gözleri-gönülleri açacak her çeşit bitkiden çiftler yarattık. Bütün bunları, Allah'a yönelen her kula, Yaradan'ın kudretini hatırlatması ve dersler veren birer basiret nişanesi, ibret numunesi olsun diye yaptık. Ardından, gökten bereketli bir su indirdik. Onunla bahçeler ve biçilmeye müsait ekinler, salkım salkım meyveleriyle ulu hurma ağaçları yetiştirdik." (Kaf, 50/6-10) diyerek, dikkatleri semalara, semalardan yerküreye, ondan da rızka çevirerek bizi, aklımızı kullanmaya, düşünmeye; imanda derinleşmeye ve marifette zenginleşmeye çağırır. Yer yer mahsusatın önemini vurgulayarak, hemen her zaman gözümüz önünde bulunan küre-i arzı temaşa etmeye davet eder ve "Onlar yeryüzünde gezip dolaşmazlar mı ki, bu sayede düşünüp duygulanacak gönüllere, hakikatin sesini işitecek kulaklara sahip olsunlar. Ne var ki kör olan onların gözleri değil, sinelerindeki basiretleridir." (Hac, 22/46) der ve basireti kapalı gönüllerin mahrumiyetini vurgular. Zaman zaman da aklını, basiretini kullanmayanları tevbih sadedinde "Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, inanmayanlar gelip geçerken (kasdi tetkike almadıklarından) yüz çevirmiş olurlar da farkına varamazlar." (Yusuf, 12/105) ayetiyle ferman ederek niyet ve nazarın önemine dikkatleri çeker ve mücerret bakmanın bir mana ifade etmeyeceğini hatırlatır.
Kur'an, kainat kitabıyla alakalı referanslarının yanında, ele aldığı konuları takdimdeki sağlamlığı, muhtevasının düşündürücülüğü, mesajlarının kuşatıcılığı, ifadelerinin sihri, üslubunun müessiriyet ve inandırıcılığı ile de çok yönlü ayrı bir makuliyet örneği ortaya kor. Evet O, sırtını vahye dayadığı gibi hep akıl yörüngeli bir yol takip eder. Bütün mesajlarını akla, mantığa, muhakemeye tespit ve tescil ettirerek muhataplarının kapılarını çalar.. alaka uyaran bir üslupla gönüllere yürür.. aklın, hissin, şuurun itirazlarına meydan vermeyecek bir çerçevede konuşur.. ve talebelerini makuliyet adına sürekli rehabilite eder. O, iç içe yüzlerce konuyu, tek bir mevzuun tahlilinde bile zor ulaşılır bir ahenkle sunmasından, her mesajındaki içtenlik ve tesirine, inanca açık gönülleri itminana ulaştırmasından mütereddit ruhları ikna etmeye kadar her mevzuda arkasını vahye dayar ve insanlarla alış verişini makulün yamaçlarında gerçekleştirir.
- tarihinde hazırlandı.