Hazan Şöleni
Bahar geçer, yaz gider, hazan olur;
Döner her şey bir anda vîrân olur.
Esen rüzgâr hüzünle eser gelir..
Rûhlarda ne garip hisler belirir!
Çiçekler vedâ rengine bürünür,
Ne varsa dallarda yerde sürünür.
Mâtemlenir her şey, karalar bağlar;
Sararan renkler geçen yaza ağlar..
Yeşili kasvetli bir hüzün boğar;
Hazanla her yana yapraklar yağar.
Neye baksan göçe hazır görünür;
Bu mevsimde sırf ölüme yürünür…
İner her tarafa gam üstüne gam,
Bahara karşı sanki bir intikam...
Ne gül kalır, ne çiçek, ne de lâle,
Gömülür her şey derin bir melâle.
Hüzünle doğar doğarken güneş, ay;
Duyulur her yanda mâtemli bir nây.
Belirir kış ufku daha derince,
Kırağılaşır çiğler ince ince.
Girip saklanır canlılar inine;
Vedâ eder gül-bülbül birbirine.
Uğuldar gurbetle dağlar, dereler;
Târumâr olur o şen şakrak yerler.
***
Bütün varlık olurken hazana râm,
Belirir renklerde son bir ihtişâm.
Ağaç yaprakları renklerle güler,
Her şey bir kez daha baharı diler..!
Sarı, mor, kırmızı, pembe rengiyle,
Gülümser her taraf yaz âhengiyle.
Duyanlar duyar bahar huzûrunu,
Nakış nakıştır bu mevsimin sonu.
Mâtemleniriz yazın zevâliyle,
Sevinçler duyarız bu son hâliyle.
Ufukta yeniden nûrlar belirir..
Ve hazanla gelen her şey silinir.
Işığa ereriz gizli bir nûrdan,
Işık yudumlarız nûrlu fağfûrdan.
Tüter her yerde ayrı bir inşirah
Ne keder kalır ne de bir âh u vah..
Duyar rûh her şeyi olduğu yerden,
Rüyâda duyduğu gibi derinden.
Hazan susar, duygular da durulur,
Rûhlarda yepyeni bir bahar olur…
Sızıntı, Kasım 1999, Cilt 21, Sayı 250
- tarihinde hazırlandı.