Bir Tarihin Büyüklüğü Yazıldıktan Sonra Anlaşılır

Bir tarihin büyüklüğü, tarihçiler tarafından yazılıp ortaya konuncaya kadar gerçek manasıyla anlaşılamaz.

Bu yüzden tarih yapanlar, çok defa ne yaptıklarının farkına varamamışlardır. Ancak arkadan gelenler, onların o dâsitânî tarihlerini ortaya koyunca, ne büyük iş yaptıkları ortaya çıkar. Bu manada, mesela Hz. Ebu Bekir'e kendi döneminde, 'ne yaptınız ve inşa edip arkada bıraktığınız şey nedir?' diye sorsaydınız, zannediyorum çok fazla bir şey söylemezdi. Ancak asırlar sonra gelen insanlar, değişik usullerle o döneme ait vakaları toplayıp belli bir kritiğe tabi tutarak yorumlayınca, dünyayı yeniden onarma, inşa ve ihya etme adına çok büyük işlerin yapıldığı ortaya çıkmıştır.

Yine eğer bir Sırpsındığı'nda, bir Niğbolu'da veya son dönem itibariyle Çanakkale savaşında insanların hasımlarıyla nasıl göğüs göğüse gelip yaka-paça olduklarını, onların ölümü nasıl gülerek karşıladıklarını, ukba aşkıyla nasıl koştuklarını görüp de size nakleden tarihçiler olmasa idi, bu mücerred hadiseler sizde çok fazla etki uyarmayacaktı. Ama onlar belli bir anlayışla ve mücadele felsefesine göre alınıp tahlil edilince, neticede koskocaman bir tarihle karşılaşma imkanı doğmuştur.

Bugün de dar dairede milletini, geniş dairede ise bütün insanlığı ihya işine gönül vermiş hakiki müminler, ciddi bir tarih yapıyorlar. İnanıyorum ki bunu gelecek tarihçiler çok büyük bir hadise olarak kaydedeceklerdir. Ve bence yapılan bu tarihin en önemli yanı da, en büyük işleri yaparken bile onları küçük görme, sonra nisyan-ı nefs içinde olma, yani yapılan şeyleri unutup bir daha hatırlamama, 'kim hatırlarsa hatırlasın' deyip, sadece hizmet söz konusu olduğu zaman önde koşma; payeler, mansıplar dağıtıldığı zaman da, saklanma, görünmeme vb. gibi meseleler olacaktır.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.