Şeytanın İnsana Teması

Şeytan, insanlığın babası Hz. Adem'e düşman olduğu gibi, O'nun evlatlarının bütününe de aynı şekilde düşmandır. Daha insan bir sperm halinde rahm-i mâdere düştüğü andan itibaren, şeytan hemen ona parmak karıştırmak ister. Onun içindir ki, Efendimiz (sav) bize; "Ailenize yaklaştığınız zaman: "Allah'ım şeytanı bizden, bize lutfedeceğin şeyden ve bizi de şeytandan ırak tut!" deyin." (1) tavsiyesinde bulunur.

Zira "mukârenet" halinden itibaren cin ve şeytanların müdahale edeceği bir atmosfer ve hava meydana gelmeye başlamıştır. Şayet, böyle bir dua paratoneri olmazsa, şeytanın şerli şerâreleri, ana-babaya ve onlardan meydana gelecek çocuğa da zarar verebilir. Bilhassa ceninin hususi durumuna tesir edebilecek hadiselere sebebiyet verebilir. Bu sebepledir ki, yine Allah Rasulü (sav) şöyle buyurur: "Her doğan çocuğa şeytan mutlaka temas eder. Ancak Meryem ve Hz. İsa bundan müstesnâdır." (2) Buhari ve Müslim gibi hadis kitaplarının şârihleri bu hadis üzerinde uzunca durmuşlar ve "Hz. Mesih'e temas etmeyen şeytan, acaba Efendimize temas etmiş olabilir mi?" sorusuna cevap aramışlardır. (3) Bence meseleyi bir mukayese üslubuyla ele almaya gerek yoktur. Elbette Efendimize şeytan temas edememiş veya etmemiştir. Ancak bu mevzuda Hz. Mesih'in bir hususiyeti vardır. O Cibril'in nefhası ile yaratılmıştır. Bu sebeple de şeytan ona hiçbir suretle dokunamamıştır. Kur'an'da bu hususiyet ele alınarak şöyle anlatılır:

"İmran'ın karısı demiştir ki: 'Rabbim karnımda bulunanı bütün kayıtlardan âzâde tam hür olarak Sana adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz Sen işiten ve bilensin.' Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilir- şöyle dedi: 'Rabbim onu kız doğurdum. Erkek kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytanın şerrinden Sana ısmarlıyorum.' Rabbi onu en güzel bir şekilde kabul buyurdu." (Âl-i İmran, 3/35-37)

İmran'ın hanımının yaptığı dua ve bu duanın kabul olması, Hz. Meryem'in ve Hz. Mesih'in, şeytanın temasından korunmasına bir vesile teşkil etmiş. Ve şeytan, Hz. Mesih'e ömrünün hiç bir döneminde dokunamamıştır.

Mevlânâ Şiblî kaydediyor: Hz. Mesih delikanlılık çağındaydı. Bir gün karşısına şeytan dikilmiş ve O'na uygunsuz şeyler telkin etmeye çalışmıştı. Mesih, her defasında ona reddedici mukabelede bulununca, Şeytan ona öyle ise "Sen Allah'ın oğlusun" dedi. Mesih de, "Hayır, ben sadece bir kulum" cevabını verdi. Şeytan, "Yeryüzünde senden aziz kimse yok" dedi. O yine kendisinin bir kul olduğunu söylemekle iktifa etti. Râvi diyor ki: Mesih, canı dudağına gelmiş gibi sıkılmış, bunalmış ve cevap vermekten yorgun düşmüştü ki, işte o esnada Cibril imdada yetişti ve vurduğu bir sille ile şeytanı yerin dibine ve geldiği yere gönderdi. Şeytan artık, O'nun ruhuna karanlık duygular salamaz oldu. Çünkü O, Ruhullah'tı ve daha önce hakkında yapılan dua, makbul olmuşdu.

Her insanda şeytanın bir nasibi ve lümmesi vardır. O, bu lümme yoluyla üfledikleri ile insanı tesir altına alır. Efendimizden (sav) bu lümme meleklerce alınıp atılmıştır. Hadise ya Efendimizin çocukluğunda ya da O'nu mi'raca hazırlama esnasında cereyan etti. Şöyle ki, kalbi yarıldı ve siyahımsı bir parça oradan alınıp atıldı. Bu müdahaleyi yapan gök sakinleri, o esnada birbirleriyle şöyle konuşuyorlardı: "İşte şeytanın ondaki nasibi budur." (4) (Yani artık onda şeytanın nasibi yoktur ve artık ona şeytan temas edemeyecektir.) Lümme-i şeytan, hakikat-ı Ahmediye'den, âyân-ı sâbite keyfiyetiyle alınıp atılmış ve Efendimizin (sav) nazarı mütemadiyen Cenab-ı Hakk'a müteveccih hale getirilmiştir. Bir başka ifade ile O'nun nazargâhı, hep uluhiyet âlemi olmuştu... 


[1] Buhari, Bedu'l-Halk 11; Tirmizi, Nikah 8
[2] Buhari, Enbiya 44; Bedü'l-Halk, 11; Müslim, Fezail, 147
[3] İbni Hacer, Fethu'l-Bari, 6/541,542; Nevevi, Şerhu Sahih-i Müslim, 15/128,129
[4] İbni Hişan, es-Sîre, 1/173; Taberi, 15/3
Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.