Basiret Üzere Davet

Kur'an-ı Kerim'de Efendimiz'in, "Ben ve bana tâbî olanlar, bir basîret üzere davette bulunuyoruz" dediği buyuruluyor? Bu, benim yolumdur. Ben ve bana tâbî olanlar, bir basiret üzere davette bulunuyoruz" diyor. Bu âyetin bir diğer manâsı da, "Ben, bana tâbî olanları bir basiret üzere davet ediyorum" şeklindedir. Bu âyetin geçtiği Yusuf sûresinin mihveri ilimdir. "Her bilenin üzerinde bir bilen vardır" âyetinde de hem bir hakikatın ifadesi, hem de bir tembih ve ikaz söz konusudur. Davetin basiret üzere olması gerektiği gibi, davette ilmin önemi de, üzerinde durulmaya değer bir konu. Ayrıca, kimse, ilmine güvenmemeli; ve kendinin üstünde bir bilen olduğunu kabullenmeli. Rivayetlerde, Hz. Musa gibi ülü'l-azm bir peygamberin, Hz. Hızır'la seyahatine sebep olarak, içinden, acaba kendinden daha âlim birinin var olup olmadığının geçtiği belirtilir. Allah da (cc), onu Hz. Hızır'a gönderir ve bulunduğu âlemin ya da buudun dışında, daha başka âlemlerin, buudların, dolayısıyla da ilmî derinliklerin var olduğunu gösterir. İhtimal, Hz. Musa'nın (as) misyonu gereği, böyle bir seyahatten de geçmesi gerekiyordu. Bir kitapçıkta (Kur'an'dan İdrake Yansıyanlar) yer aldığı üzere, Hz. Musa tamamen maddeci bir kavme gönderilmişti. Firavun'un sarayı gibi yine maddeci bir ortamda yetişen bu yüce Nebi, kavminin ruh terbiyesinden geçmesi için, kendisinin de melekûta açılması gerekiyordu. Her peygamber, gönderildiği kavmin bir prototipi gibidir; onun husûsiyetlerini taşır. Kavmine vermesi gerekenleri önce kendinde duyacak, kendinde yaşayıp tecrübe edecek ki, sonra onları kavmine samimiyet ve tam bir itmi'nanla aktarabilsin."
Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.