İlmî ve Manevî Terakkinin Neticesi Hayret midir?

Tasavvuf'ta en son makam olarak "hayret" makamı gösteriliyor. İlim için de aynı şey söylenebilir mi? Hayret olduğu gibi dehşet, heyman, kalak da var; ama bunların hepsi hayrete irca edilebilir. İlim, gerçek zeminine oturacağı, gerçek ilim ve ahlâk aşkı yerleşeceği âna kadar, ilimden manâ adına bir şey beklemek oldukça zor. Bazı ilim adamları çok bencil; her biri bir Firavun gibi. İlimlerde terakkî ile Cenab-ı Hakk'ın muhît ilmini kavradıkça hayret yaşanabilir ama, ilim adamlarının şimdilik bu husustaki mülâhaza daireleri kapalı. Batı'da ilim adamları din deyince Hıristiyanlığı anlıyor ve yaratılış gerçeklerine Tekvin kitabı zaviyesinden bakıyorlar. Bu da, din adına onları tatmin etmiyor. Halbuki, bunların ellerinde Kur'an olsaydı, zannediyorum pek çok meseleler çözülecekti. İslâm dünyasında ise zikre değer bir ilim adamı yok. Bir Abdüsselâm'la da iş bitmiyor. Kur'an, ileride çok daha iyi anlaşılacak. Pek çok gerçekleri 20-30 sene sonra ortaya çıktıkça, o zamanki insanlar, 20 sene, 30 sene önce insanlar acaba bunlardan ne anlıyorlardı; bunların muhatabı bizmişiz diyecekler. Şu anda tamamen anlaşıldığı sanılan anne karnında ceninin geçirdiği safhalarla ilgili bile, ileride daha ne gerçekler ve ne sırlar ortaya çıkacak! Fakat unutulmaması gereken bir nokta var: O da, Kur'an'ın temelde dört ana esas –bütün şubeleriyle Tevhid, Nübüvvet, Âhiret, İbadet-Adalet– üzerinde döndüğüdür. Kur'an, ele aldığı bütün meseleleri bu dört ana esas çerçevesinde ayrı ayrı televvünlerle örgüler, ki, buna 'tasrif' diyoruz.
Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.