Türk Dünyası ve İslam Dünyası

Bediüzzaman'ın "Osmanlı Avrupa'ya, Avrupa da Osmanlı'ya, yani İslâm'a hamile. Her ikisi de, vakti geldiğinde hamlini vaz'edecek." sözü nasıl anlaşılmalıdır? Bediüzzaman, ilk döneminde Türkistan diyor, Hindistan diyor, San'an tepesine yöneliyor; sanki yönü daha çok Doğu'ya doğru gibi. Sonraki döneminde ise, sanki güneye, İslâm dünyasına daha çok atf-ı nazar ediyor...

Bazı haberlerinde tashihte bulunmuş. Meselâ, "Ben bir nur bekliyor ve bunu geniş bir sahada, siyaset sahasında Ümit ediyordum. Fakat hadiseler beni bil-fiil tekzip etti ve beklediğim nur, iman dairesinde çıktı" diyor. Bir de, meselâ tohumu görür, ağacı haber verirsiniz. Eğer bunu anlamaz ve tohumu ağaç olarak tasvir ederseniz yanılır ve yanıltırsınız. İşte bazı haberlere böyle bakmak lâzım...

İstanbul'a ilk gelişinde Şeyh Bahit'e "Osmanlı Avrupa'ya, Avrupa da Osmanlı'ya, yani İslâm'a hamile. Her ikisi de, vakti geldiğinde hamlini vaz'edecek (yani, hamile olduğu şeyi doğuracak)" diyor. Bu, çok önemli bir söz. Bu haberin birinci şıkkı büyük ölçüde gerçekleşmiş. Bu, gerçekleşme için gerekli şartlar teşekkül etmiş ve Osmanlı neye hamile ise, onu doğurmuş. Haberin ikinci şıkkı için de gerekli şartlar teşekkül edecek ki, gerçekleşebilsin. İleride Batı büyük bir bunalıma girebilir. Hadiseleri tahlilde, çözüm yolları aramada ve bu türlü düşünce ve değerlendirmelerde Batı aydını Doğu aydınından daha önde. İşte böyle bir bunalım döneminde Batı aydınları arayışa geçebilir. İslâm, faziletli insanlarla temsil edilebilse ona yönelebilirler. Ama, karşılarında daha başka dinleri, inanç sistemlerini görürlerse, bu defa da ona yönelirler, İslâm'ın şimdiki temsiliyle İslâm'a yönelme çok zor görünüyor.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.