Kutup Yıldızları - Fethullah Gülen (1)

Gemiciler henüz ilk dönemlerde uçsuz bucaksız denizlerde, okyanuslarda yollarını şaşırdıklarında gökyüzüne bakarmış. Fırtınanın çıktığı, denizin kabardığı, bardaktan boşanırcasına yağmur altında rotaya tutunmak istediklerinde de… Kafileler, kervanlar ıssız çöllerde, dağlarda, derin vadilerde yolda kalmamak, güzergâhı kaybetmemek için yaparmış aynı şeyi. Zira gecenin zifiri karanlığına, fırtına ve tipiye rağmen hep oradadır kutup yıldızı. Gülümser, ısıtır, yol gösterir.

Kutup yıldızı umut taşır. Yüzün geleceğe, yarına çevirmiştir.

Tıpkı toprağa düşen sekiz kızıl karanfil gibi. El ayak buz tutmuşken, zifiri karanlığın örtüsü coğrafyamıza çekilmek istenirken dövüşenler, kutup yıldızının yoldaşıdır. Kutup yıldızı gibi geleceğe çevirmişlerdir yüzlerini. Çoğalmak için düşmüşlerdir doğanın bağrına. Şimdi tohum olmuşlardır toprakta. Toprak onları koynunda saklayacak, yılandan-çıyandan-engerekten koruyacaktır. Sonra her biri kardelen olup buzu yara yara gökyüzüne selam verecek.

Sekiz yürek, sekiz yoldaş, sekiz kutup yıldızı… Zemheri ayazında geçmişten geleceğe bedenleriyle, umutlarıyla, düşleriyle birer köprü oldular. Dünden bugüne kanla yazılan tarihe bir düğüm attı her biri. Onların öyküleri, sevinçleri, özlemleri yadigâr kaldı bize. Bize emanet ettikleri düşler gibi. Kan ve canla ilmek ilmek örülen bir destanın son kahramanları oldular.

Onlar bizim ilham kaynağımız, tükenmeyen gücümüz, başarma azmimiz ve zaferimizin teminatı oldular. Göğüs göğse cenk ederken karanlığın bekçileriyle yarınlara ve bizlere bıraktılar umutlarını… Büyütelim diye…

O yangına şükürler olsun

Bir gün balıkçı tekneleri denize açılıyor.

Öğleden sonra fırtına

Gece sabaha kadar dönemiyorlar. O sırada evin biri yanıyor

Sabah bütün tekneler geri dönüyor herkes sevinçle yakınlarını karşılarken bir kadın ağlıyor evimiz kül oldu.

O yangına şükürler olsun onun sayesinde yolumuz bulduk.

ASRIN KUTUP YILDIZI

Nasıl bir cüret bende bilmiyorum ama içimden geldi.

TÜRKİYEDE BU SÜREÇ BAŞLADIĞINDA BİR TELEVİZYON PROGRAMINDA Hocaefendi sahipsiz değil demiştim. Sözümün arkasında duruyorum. O sahipsiz değil.

Belkide tarihin hiçbir döneminde bir Hak dostu bu kadar itibar suikastına, uğramamış, bu kadar linç edilmemiştir. Hem kendisi hem de onun takıbçileri akla hayale gelmedik zülüm ve baskılara maruz kaldılar ve kalıyorlar. Coşkun akan aydınlık bir nehrin önü kesilmek isteniyor.

Faruk Beşer Gülen'in fıkhını anlamak kitabında Hocaefendi'yi şu sözlerle anlatıyordu:

“Benim gözümünde o; “vahidü dehrih” (zamanın tek adamı) ve “feridü asri” (Asrın tek adamı) haline geldi.

Hatta “ Ya Rab! Benim sağlığımdan al ve onun sağlına kat” diye bilmem kaç kez dua ettim. …Bunları söylememin bir hakkı teslim görevi olduğuna inanıyorum. Ve yine inanıyorum ki, Allah uzun ömür eylesin, yarın pek çok insan bu teslim de geç kalmış olacaklarını söyleyeceklerdir.

Kaç kişi benim kadar tanımıştır

İndi, şöyle iddialı bir çıkış yapsam

“kendilerinden hiç ayrılmayanların bir kısmı da olmak üzere, cemaatinden kaç kişi Hocaefendi’yi benim kadar tanımıştır desem, birileri buna için için gülse de, ben kendimi asla fazla abartılı konuşmuş saymam.” (sayfa13)

“Hangi açıdan bakılırsa bakılsın Hocaefendi’nin âlim olmasının yanında bihakkın müçtehit olduğunda da bizde şüphe yoktur. “ (sayfa17-18)

“Müceddit ise, hadisi şerifin ifadesi ile her asrın başında zuhur edip, dine arız olan bidatleri kaldıran ve dini, asli güzelliği ile gösteren, yenileyen kişi”, ya da kişiler, yani cemaatlerdir.

Âlim yâda müçtehit olmadan bu işin yerine getirilebilmesi ise elbette mümkün değildir. Bu değerlendirme ile Hocaefendi’nin, en azından hizmet birimi ile birlikte böyle bir mertebeyi ihraz etmiş olarak görülmesinde şer’an  ve aklen bir mani görülmemektedir.(Sayfa18)

Şimdi bunu diyen bazı insanlar tekfir etmekten geri kalmıyorlar.

Yüce fikir çınarımızn günümüze uzanan en önemli dalı

Cengiz Çandar’ın (NTV Püf Noktası 27 Şubat 1998 )programın başında Hocaefendi’yi tanıtırken yaptığı konuşma tam bir manifesto idi:

“Bugün son derece değerli önemli bir konuğumuzla birlikte söyleşeceğiz. Bu konuğumuz

Yüzlerce yıl öncesinden, ta Orta Asya’dan Hoca Ahmet Yesevi ile başlayıp Anadolu’da Yunus Emre’den, Mevlâna Celaleddin Rumî’den bugüne kadar uzanan yüce fikir çınarımızın günümüze uzanan belki de en önemli dalı.

Kendisi tasavvuf geleneğine bağlı olduğu için son derece alçakgönüllü olduğundan dolayı kendisini tanıtmak için söyleyeceğimiz sözlerden mutlaka rahatsızlık duyacaktır. Onun affına sığınarak kendisi için

21. yüzyıl Türk ve Anadolu Müslümanlığının yükselişine sahip olacaksa bu hareketin ruh ve hareketinin en önemli mimarlarından birisi Fethullah Gülen’dir, diye başlayan tanıtmayla adını zikretmiş olayım.

 Nilüfer Göle: Ayrıca Fethullah Gülen öğretisini, Batı modernliğini İslami muhafazakârlıkla sınamakta, mânalandırmakta, daha ötesi modernliği Batı’nın malı olmaktan çıkarmak istemektedir” diye Prof. Dr. Nilüfer Göle’nin kendisini tanımladığı bir şahsiyet.

Çetin Altan kendisi ile yapılan ufuk turunda “Kaldırın şu Osmanlı haritasını, ufkumu daraltıyor deyip yerine dünya haritası astırması hocanın evrensel bir bakış ve evrensel değerler ortaya koyan düşüncelerini, tüm insanlığa aktarmayı planlayan geniş perspektifli bir insan olduğunu gösteriyor” diyor.

 Fethullah Gülen ayrıca Hristiyan dünyasının büyük ismi Papa ile yakın tarihte görüştüğü için güncel siyasi tartışmalara da ismini getirmiş birisi. Ama biz siyasetle yetinmeyeceğiz. Çok geniş bir düşünce evreninde kendisinin fikirlerinden yararlanmaya ve sizleri de bu fikirleri paylaşmaya davet edeceğiz.”

Aydın Bolak: “yetmişimde bir ufuk insan tanıdım” diyor onun için.

O bütün dünyaya sahip çıkmış birisi, iyiliği dokunmuş birisi, sadece Anadolu çocuklarına değil, bütün dünya çocuklarına sahip çıkmış birisi.

O sahipsiz değil.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.