Aydınlık Gazetesi'nin Muhterem Fethullah Gülen Hakkındaki Gerçekdışı Yayını, İnsan Haklarına Dayalı Demokratik Hukuk Devleti Karşıtlarına Destektir
24 Kasım 1996 tarihli Aydınlık Gazetesi'nde, gazetecilik dilinde 'asparagas', hukuk dilinde 'hakaret', halk dilinde 'iftira' biçiminde nitelendirilmesi gereken iddialar ileri sürülmüştür. Söz konusu yayında, Muhterem müvekkilimiz, hem CIA ile bağlantılı hem de Moon tarikatının Türkiye'deki temsilcisi olarak gösterilmektedir.
Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, bütün hayatını İslam'ın sevgi ve kardeşlik mesajının bütün insanlara iletilmesi gayretlerine adamış Muhterem Hocaefendi'nin İslam dışı bir tarikat ile herhangi bir münasebetinin hiçbir biçimde söz konusu olamayacağı apaçık bir husustur. Eşyanın tabiatına aykırı böyle bir durumun dile getirilmesi, iddia sahiplerinin gazetecilik dışında başka niyet ve faaliyet içinde olduklarının açık bir işaretidir.
Diğer yandan milletimizin birliği ve dirliği için bütün toplum kesimleri arasında hoşgörüye dayalı bir diyalog zemini oluşturulması çabasının fikri mimarı müvekkilimizi, yabancı bir istihbarat örgütüyle bağlantı içinde gösterme cüret ve iftirası da, sadece ülkemizi kargaşaya sürüklemek isteyenlerin işine yarayabilir.
Aynı yayında, merhum Kasım Gülek'in vasiyeti nedeniyle Muhterem Hocaefendi'nin onun cenaze namazını kıldırmasının dahi hakaretimiz isnatlara malzeme yapılması, basın ahlak ilkelerini hiçe sayışın tipik bir örneğidir.
Aydınlık Gazetesi'nde iddiaların bazılarına kaynak olarak Hikmet Çetinkaya'nın gösterilmesi de, söz konusu yayının gerçek dışılığının bir delilidir. Çünkü Hikmet Çetinkaya, Muhterem Fethullah Gülen hakkındaki tahkir edici yayınlarından dolayı çeşitli ceza ve tazminatlar ödemeye mahkum olmuş, çok sayıda tekzibi yayınlamak zorunda kalmıştır.
Sağduyulu kamuoyunun bu tür iddiaların yer aldığı yayınların gerçeklerle bir ilgisi olmadığını bildiğinden kuşku duymamaktayız. Ancak, hiçbir dünyevi mevki ve makama erişmek arzusunda olmadan ve Türk milleti ile bütün insanlığın hayrına her işe fikren ve ilmen destek veren Muhterem Hocaefendi'nin, neden dolayı böyle iftiralara maruz kaldığı sorusunun cevabının milletimizce bilinmesi gerekir. Bu sorunun cevabı ise sadece, Muhterem müvekkilimizin sahip olduğu dünya görüşü ve yürüttüğü hayırlı ve ilmi faaliyetler göz önünde tutularak verilebilir.
Herkesin malumu oldu üzere, Muhterem Hocaefendi Türkiye'nin hakka, adalete ve insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti oluşu yönündeki bütün gayretlerin destekçisidir. Nitekim özellikle son yıllarda bizzat kendisinin de katıldığı hoşgörü ve diyalog çabaları bunun en açık göstergesidir. Hakka ve insan onuruna saygının temelini oluşturduğu hukuk devletinin önündeki en büyük engellerden birinin, kargaşa ve kaos ortamı olduğu tarihi tecrübelerle sabit olmuş bir gerçektir. Ülkemizin ve milletimizin birliğinin güvencesi olan, manevi değerler ve mümtaz şahsiyetler hakkındaki karalama ve iftira kampanyalarının ise bu ortamın yaratılmasındaki katkısı aşikârdır.
Türk milletinin bütünlüğüne ve her yöndeki kalkınmasına savaş açmış, haksız çıkar peşinde koşan organize suç örgütlerinin de, asılsız haberlerle manevi dinamikleri zayıflatılmış toplumları çökertip, hukuk devletini zaafa uğratmaları daha da kolaylaşacaktır. Müvekkilimiz, işte böyle örgütlerin önünde etkin bir engel olması nedeniyledir ki, bu tarz gerçek dışı isnatlara maruz bırakılmaktadır.
Bu vesileyle, bir kısım basın organlarının toplumu yanlış bilgilendirmeleri nedeniyle kanuni zeminlerde sorumlu tutulması için, gereken hukuki mücadelenin verilmeye devam edeceğini vurgulamak istiyoruz. İşte bu nedenledir ki hukukun hakim olduğu dürüst bir devlet ve toplum için, Muhterem Fethullah Gülen gibi mümtaz şahsiyetlere yönelik karalama kampanyalarına karşı, bütün kamuoyunu uyanık olmaya davet ediyoruz. 05.12.1996
Fethullah Gülen Vekilleri
- tarihinde hazırlandı.