Fethullah Gülen Hocaefendi: Teşebbüslerim Sağ-Sol ve Alevi-Sünni Kardeşliği İçindir

Yıllarca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir memuru olarak vazife yapmış ve devletine, milletine karşı vatandaşlık görevlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışan bir insan olarak, kaderimin bir parçası bildiğim devletimin ve milletimin kaderini bir ölçüde ellerinde tutan idareciler ve siyasî liderlerle yaptığım görüşmelerin, bazı çevrelerce yadırganmasını, bu çevrelerin taşıdıkları sıfat, bulundukları konum ve ihraz etmiş oldukları seviye ile telifte güçlük çektiğimi itiraf etmeliyim.

Herkesin bildiği en basit bir gerçek olarak, cumhuriyet ve demokrasi, ilkokul kitaplarında bile 'halkın, seçtiği vekilleri eliyle kendi kendini idare etmesidir' şeklinde tarif edilir. Tamamen sivil karakterde bir sistem olan, halkın yönetime azamî katılımını teşvik eden ve bunu hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir vecizesiyle özetleyen demokraside, gerektiğinde sistemin bile izin verdiği sokağa çıkma, nümayiş yapma ve açıktan tenkitte bulunma gibi herhangi bir yola başvurmayı aklından bile geçirmemiş, hatta bu türden davranışları anarşi sebebi olabilir endişesiyle ihtiyatla karşılamış bir insanım. Bu sebeple, hak olmanın da ötesinde bir vatandaşlık vazifesi olarak, millet fertlerinin siyaset ve devlet büyükleriyle, devlet büyüklerinin ve siyasilerin de her seviyeden ve kesimden halkıyla görüşmesi, herhalde takdir ve teşvik edilmesi gereken bir davranıştır.

Dinsiz Millet Yoktur

Bu çerçevede yaptığım görüşmelerde serrişte edilen nokta emekli bir din görevlisi olmam ise, yıllarca bir memur olarak vazife yaptığım Diyanet İşleri Başkanlığı devletin en temel müesseselerinden biridir ve Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde icra-yı faaliyette bulunmaktadır.

Ayrıca dinin bir milleti millet yapan en hayati unsurlardan biri olduğu, tarihte dinsiz bir milletin yaşamadığı, dine cephe alan komünizmin her türlü baskısının dini ortadan kaldırmak şöyle dursun kendisinin din karşısında yıkılıp gittiği ve bilhassa günümüzde insanlığın topyekün dini bir yönelişin içinde bulunduğu sosyolojik ve tarihî bir vakıadır.

Kaldı ki, benim devlet büyükleriyle yaptığım görüşmelere karşı çıkan bazı çevreler, Yahudi ve Hıristiyan din büyükleriyle yapılan görüşmelere ses çıkarmamakta ve bunu laikliğin getirdiği bir din ve vicdan hürriyeti olarak görmektedirler ki, bu da, vaki görüşmelerime dinî kimliğimden dolayı karşı çıkmadıklarını hatıra getirmektedir.

Ülkemiz, bilhassa son yıllarda ayrılıkçı teröre ve dışardan tezgahlanıp, içerde kullanılmaya müsait bazı talihsizlerce uygulamaya konan laik-anti laik ve Alevi-Sünni parçalama faaliyetlerine sahne olmaktadır.

Vatandaşlar ellerinden geleni yapmalı

Bütün kesimleriyle, halkından idarecisine millet fertlerinin karşı çıktığı bu faaliyetlerin önünü kesmek mevzuunda bütün vatandaşlarımızın ellerinden geleni yapmasının, milli ve tarihi bir vazife olduğunda herkes müttefiktir. Ayrıca, ülkemizde Aleviler ve Sünniler yıllarca birbirlerine yabancı gibi gösterilmeye çalışılmış ve acıdır, Cumhuriyet Halk Partisi de dinsizlikle özdeşleştirilmek istenmiştir.

Çetin'le görüşme

Uzun yıllar bir araya gelmelerine imkansız gözüyle bakılan Cumhuriyet Halk Partisi ile, siyasî sağın bir kanadını teşkil eden Doğru Yol Partisi'nin koalisyonunun milli ve siyasi birliği adına çoklarınca tasvip gördüğü bir ortamda, herkesin özlediği milli birliğimiz ve her kesim arasında sıcak bir diyalog ve Sünni-Alevi ve sağ-sol kardeşliği adına yaptığım teşebbüslerin ve bu arada bilhassa Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Hikmet Çetin Beyefendi ile görüşmemin yadırganacak hiçbir yanının olmadığı ortadadır. Şayan-ı şükrandır ki, medyamız büyük ekseriyeti ile kimden gelirse gelsin, bu tür teşebbüslere baştan beri destek olmuş ve hemen hemen bütün devlet ve siyaset büyükleriyle aydınlarımız da takdir ve tasviplerini ifade buyurmuşlardır.

Buna karşılık, bu tür teşebbüslere, Alevilik tamamen başka bir din veya inanç sistemiymiş ve Cumhuriyet Halk Partisi de dinsizliğin ve İslâm düşmanlığı şeklinde anlaşılan bir laikliğin temsilcisiymiş gibi karşı çıkmanın mantığını anlamak cidden zordur.

Yanlış olarak ismimle birlikte anılan bazı okullar da ilk günden beri Milli Eğitim Bakanlığı'mıza bağlı olarak faaliyet gösterdiği ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin koalisyon ortağı bulunduğu son dört yıl dahil haklarında hiçbir soruşturma açılmadığı bir vakıadır. Başarılarıyla ülkemizi dünya çapında temsil eden bu okulların önde gelen öğrencileri Sayın Cumhurbaşkanımızın bile kabullerine mazhar olmuşlardır.

Bu hususların bir defa daha medyamız vasıtasıyla bilinmesini bir vazife telakki ediyor ve bu vesile ile herkese hürmetlerimi ve iyi dileklerimi sunuyorum.'

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.