Hoşgörü, Diyalog ve Uzlaşma Faaliyetleri Çerçevesinde Devlet ve Siyaset Adamlarıyla Yapılan Görüşmeler, İddialar ve Yargı Kararları
Hoşgörüye Düşmanlık
Hoşgörü ve ulusal uzlaşma etkinlikleri konusunda kamuoyunun değişik kesimlerince seslendirilen bu olumlu eleştirilere karşılık, bazı radikal olarak bilinen bazı basın organları ve kişilerce bu vesileyle çeşitli iddialar ileri sürmüşlerdir.
Görüşmelerin Mahiyeti
Fethullah Gülen bu görüşmelerin özel bir politik amaç taşımadığını, kendisinin siyasi bir beklenti veya talep içinde bulunmadığını söylerken; sade bir vatandaş olarak da, görüşlerini açıklamanın doğal karşılanması gerektiğini ifade etmekte ve vatandaşlık görevlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışan bir insan olarak, bazı idareciler veya siyasilerle yaptığı görüşmelerin yadırganacak bir yanı olmadığını, açıklamıştır. [1]
Anlayışı gereği belli bir partiyi destekleme veya karşı olmasının mümkün olmadığını, politik bir faaliyet içinde hiçbir zaman bulunmadığını ve bulunmayacağını söyleyen Gülen [2]
"Hem sosyal demokrat, hem merkez sağ parti liderleriyle görüşmektesiniz. Bu nereden kaynaklanıyor?" [3] sorusuna şu cevabı vermiştir:
"Onların beni aradığı da olmuştur, belki defaatla olmuştur. Bugün hoşgörü ve diyalog söz konusu. Bu benim bizzat ruh haletimde vardır. Herkesle çok iyi geçinmek, herkesi kardeşim gibi bağrıma basmak istemişimdir. Hatta bu ruh haletimi, liyakatim olmadığı ve seviyemi aştığı halde, herkesi bağrıma basma isteğimi, yakınımda bulunan arkadaşlarım bilirler. Ruh haletimin aksidir bu. Hemen herkesle görüşmeyi arzu ederim. İkincisi, siyasi liderler Türkiye'yi idare eden insanlar. Edenler ediyorlar, etmeyenler de yarın idare edebilirler. Türkiye'nin geleceği ve Türkiye'nin büyümesi adına şu eğitim faaliyetlerinin büyüyeceğine inanıyorum. O eğitim faaliyetleri adına açılan ilim irfan müesseselerini Türkiye'nin büyümesi adına bir köprü ayağı kabul ediyorum. Türkiye'nin lobilerinin oluştuğunu kastediyorum. Şimdi bu hususlarla alakalı düşüncelerimi, mütalaalarımı başa gelen herkese arz etmeyi düşünmüşümdür. Tansu Hanım'la görüşmemiz üçü, bilemeyeceğim dördü geçmez. Mesut Bey'le de o kadar. Ecevit Bey'le de iki üç defa görüştük. Baykal Bey'le de bir veya iki defa. Birisi her halde Kasım Gülek merhumun cenazesinde olmuştu. İnönü Bey'le de orada görüşmek nasip olmuştu."
Söz konusu görüşmelerde bulunan politikacılar ise Fethullah Gülen ile yapılan görüşmelerin amacı ve içeriği konusunda şu açıklamalarda bulunmuşlardır.
Fethullah Gülen ile Görüşmelerde Bulunan Politikacıların Beyanları
Bülent Ecevit: (Başbakan Yrd., DSP Genel Bşk.)
"Görüşmede siyasete dolaylı yoldan bile hiç girmedik. Samimi ve olgun düşünceleri olan bir kişi. Politika değil, din bilim ve felsefe konularında sohbet ettik." [4]
"Fethullah Gülen'le üç kez görüştük. Hiçbirinde siyasete değinmedik. Türk-İslâm tasavvufundan konuştuk halk erenlerinin yaşattığı Ortaasya'da Hoca Ahmet Yesevi'den kaynaklanıp halk erenlerinin anadoluya getirdiği bu topraklarda, Mevlana, Yunus Emre ve aşık paşaların şiirleriyle gelişen hoş görülü, Allah korkusundan çok Allah sevgisine dayanan, o sevgiyi insana da yansıtan tasavvufu görüştük. Gördüm ki bu tasavvuf kültürünü özümsemiş. Felsefe din ilişkilerini konuştuk. Bu konularda çok açık düşünceli olduğunu gördüm İran'daki kökten dinci akıma kesinlikle karşı. Vahhabiliğe yani Suudi Arabistan anlayışına soğuk bakıyor. Ben bugünkü gözlemlerim içinde Fethullah Gülen'i ve çevresindekileri rejim için kaygı verici bir durumda görmüyorum Laiklik açısından bir tehdit oluşturdukları izlenimini almıyorum Bilimin de izah edemediği konular var. Din, çok hassas bir konudur." [5]
Hikmet Çetin: (CHP Genel Başkanı)
"Fethullah Gülen ile görüşmede ters olan nedir anlamıyorum. Kendisi benden hiçbir istekte bulunmadı. Eleştirmek için bahane arıyorlar. Kendisi ile yine görüşürüm" [6]
Tansu Çiller: (DYP Genel Başkanı)
"Özel Yamanlar Lisesinin kuruluşunda çabası ve emeği olanlara teşekkür ederim. Cami kurmanın yanında okul kurmanın sevabını anlamış kişileri kutluyorum. Gülen'le görüşme, bir iade-i ziyarettir" [7]
Mesut Yılmaz: (Başbakan ve ANAP Genel Bak.)
Sayın Gülen beni kongreden sonra kutlamak için aradı. Herhangi bir talep söz konusu olmamıştır. Gazetedeki haberler abartmadır." [8]
Görüşmeler Hakkında Kamuoyunda Yapılan Değerlendirmeler
Fethullah Gülen ve onunla görüşmelerde bulunan politikacılar yapılan görüşmelerin herhangi bir özel siyasi talep ve amaç taşımadığını açıklarlarken, kamuoyunda da bu konuda değişik değerlendirmeler yapılmıştır. Bunlardan bazıları özet olarak şöyledir:
Ertuğrul Özkök: (Gazeteci-Yazar)
"Fethullah Gülen geçen bayramda (Mayıs 1995 Kurban Bayramı) teşekkür için Çetin'le görüşüyor. Türkiye'de sosyal demokratlar zihnen bu tür ilişkilere hazırlıklı değiller. Oysa dünyanın en tanınmış sosyalist liderlerinden biri olan Mitterand son zamanlarında Katolik dünyasının önde gelen din adamlarından biriyle uzun uzun görüşmeler yaptı. Fransa'da kimse çıkıp da, "Niye görüşüyorsun" demedi. Bir başka örnek daha vereyim. Amerika Birleşik Devletlerinde Billy Graham adlı çok tanınmış bir din adamı vardır. Bu adam bütün dünyayı dolaşıp dini konferanslar, vaazlar verir. Aynı Billy Graham, ABD'nin hemen bütün başkanlarının arkadaşıdır. Bizim klasik laik anlayışımız, siyaset ile dini çevrelerin birbirinden tamamen izole edilmesi anlayışına dayanıyor. Kuşkusuz dinin siyasete veya siyasetin dine bulaşması arzu edilecek bir şey değildir. Ama bunu tamamen steril bir ilişki olarak algılamamak gerekir. Türkiye geniş ve yapıcı bir diyalogla bu zemini ortadan kaldırmalıdır.' [9]
Sakıp Sabancı: (İşadamı)
"Fethullah Gülen'in siyasilerle diyalog kurmasına karşı çıkılması Türkiye'yi geliştirmeyecektir. Türkiye'de birbirinden farklı görüş ve düşünceler var. Bu düşünceler birbirinden kaçmayarak, tartışarak Türkiye'yi daha ileriye taşımaya çalışmalılar." [10]
Cengiz Kaptanoğlu: (Deniz Tic. Odası Gnl. Sekr.)
"Türkiye'nin birlik ve beraberliği yönünde bu türden görüşmeleri fevkalade olumlu ve yararlı buluyorum. CHP'li bazı milletvekillerinin bu konuya tepkilerini de anlayamadım. Fethullah Güleni sadece bir din alimi olarak görmüyorum. Bana göre o her konuda meselelere makro düzeyde bakabilen, çağdaş ve son derece bilgili bir kişi. O'nda vatan ve memleket yararına şeyler dışında başka şey çıkmaz." [11]
Özdemir Erdoğan: (Sanatçı-Bestekar)
"Türkiye'de yasal olan ve yasaklı olmayan her insanla politikacıların görüşmesi tabiidir. Bu türlü görüşmeler görüşlerin ufkunu genişletir. Türkiye'de bir takım insanlar bazı dindar kuruluş ve kişilere cephe almayı marifet sayıyorlar. Bunu ben hayatımda çok yaşadım. Dindar TV ve gazetelere verdiğim demeçlerden dolayı kınayanlar oldu. Bu türlü görüşmeleri kınayanlar benim kanaatıma göre yobazlık ediyorlar." [12]
Orhan Pamuk: (Yazar)
Bütün politikacılar herkesle görüşebilir. Benim kafamda politikacı şununla bununla görüşsün diye bir sınırlama yok. Önemli olan politikacıların izlediği siyasettir. Bence politikacılar demokrasi, insan hakları, hukuka bağlı olma ve eşitlikçi olma gibi ilkeleri gerçekleştirmeliler. Bu da ancak görüşme yoluyla olur. Ben görüşmeden ve diyalogdan yanayım." [13]
Orhan Keçeli: (İşadamı)
Siyasilerle konuşmasını bilen birinin konuşması her zaman Türkiye lehinedir. Siyasilerin onunla görüşmesi değil, asıl onun siyasilerle görüşmesi önemlidir." [14]
Görüşmeler Hakkında İddialar ve Yargı Kararları
Buna karşılık yapılan bu görüşmelerin belirli siyasi, ekonomik talepleri içeren bir amaç taşıdığı iddia edilmiştir. Bu konudaki iddia ve bunlarla ilgili yargı kararları şöyledir:
İddia: "Fethullah Gülen Anavatan Partisi vasıtasıyla menfaat sağlamakta ve bu partiden beslenmektedir'' [15]
Mahkeme Kararı: İzmir 7. Sulh Ceza Mahkemesi [16] iddianın kişinin şeref ve haysiyetine dokunması ve haberin gerçek dışı olması sebebi ile yazının tekzip edilmesine karar vermiştir. Nokta dergisinin karara itirazı ile bu kez İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi de [17] aynı gerekçe ile itirazın reddine karar vermiş ve böylece karar kesinleşmiştir.
İddia: Fethullah Gülen iktidar tarafından dağıtılan gizli pastadan önemli bir pay almaktadır [18].
Mahkeme Kararı: İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi [19] "yazının davacıyı umumi efkar karşısında küçük düşürücü ve rencide edici mahiyette olduğu ve davaya konu olan yazının aynı zamanda gerçek bir maddî olguya bağlı olarak olağan eleştiri sınırları içinde kalmadığı, yazının bütünüyle değerlendirilmesi halinde kişilik haklarına açık bir tecavüzün varlığının anlaşıldığı" gerekçesiyle davalıları tazminat ödemeye mahkum etmiş ve karar Yargıtay'ca onanarak kesinleşmiştir. [20] Ayrıca bu yazı ile ilgili olarak İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi [21] yazıda eleştiri hakkının objektif ve subjektif sınırları dışına çıkıldığı gerekçesiyle tekzip kararı vermiştir.
İddia: Fethullah Gülen DYP'yi desteklemekte, bu partiden milletvekili seçimleri için taleplerde bulunmaktadır. [22]
Mahkeme Kararı: Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi [23], iddianın gerçek dışı olması ve cevap ve düzeltme isteyenin iddialarının haklı görülmesi sebebiyle tekzip talebinin kabulüne karar vermiştir.
İddia: SHP'nin parti raporuna göre nurcu grubun lideri Gülen ANAP'ı desteklemektedir. [24]
Mahkeme Kararı: Bu iddiayla ilgili olarak önce İzmir 5. Sulh Ceza Mahkemesi Tekzip kararı vermiş ancak iddia sahipleri bu karara itiraz etmişlerdir. İtirazı inceleyen İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi [25] de iddianın kanıtlanamaması nedeniyle, iddianın yer aldığı yayının, Fethullah Gülen'in şeref ve haysiyetine dokunur nitelikte olduğuna hükmetmiştir.
İddia: Fethullah Gülen seçimlerde DYP'ye destek verecektir, buna karşılık Özer Çiller rüşvet olarak KİT'lerden birini Fethullah Gülen'e verecektir [26].
Mahkeme Kararı: İddianın kişinin haysiyetini rencide edici ve gerçek dışı olması sebebi ile Bakırköy 3. Sulh Ceza Mahkemesi [27] yazının tekzibine karar vermiştir.
İddia: Fethullah Gülen siyasi bağlantılar kurmak suretiyle devlet kadrolarında, Bakanlıklarda kadrolaşmaktadır. [28]
Mahkeme Kararı: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi [29] iddianın gerçeklere aykırı olması sebebiyle yazı hakkında tekzip kararına hükmetmiştir. Aynı iddiaların Cumhuriyet Gazetesi'nde [16] ileri sürülmüş olması sebebiyle yapılan bir başka müracaat sonucunda, İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi [30] gerçeklere aykırı olduğu gerekçesiyle yazının tekzibine karar vermiştir. İstanbul 2. Asliye Mahkemesi de tekzip kararını yerine getirmemek suçundan gazetenin yazı işleri müdürü hakkında ceza kararı vermiştir. [31]
İddia: "Fethullah Gülen, partilerle seçim flörtü yapmakta, bakanlık ve milletvekillikleri için pazarlıklar yapmaktadır. Tansu Çiller'le görüşmesinin amacı da bakanlık ve milletvekilliği pazarlığı yapmaktır. [32]
Mahkeme Kararı: İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi [20] söz konusu iddianın gerçek dışı ve haysiyet kırıcı olması sebebiyle tekzip kararına hükmetmiştir. Mahkeme kararı uyarınca yayınlanması gereken tekzip metninde özetle şu görüşlere yer verilmiştir: "Müvekkilimiz milletimizin birlik ve kardeşlik içinde yaşaması asgari müşterekini benimseyen bütün siyasi partilere eşit yakınlık ve uzaklıktadır. Gerçek durum böyle iken Fethullah Gülen'i seçimlerle ilgili bazı pazarlıklar içinde gösterme yönündeki yayınınız dürüst ve ciddi gazetecilikle bağdaşmamaktadır. Nitekim bütün kamuoyunun da bildiği gibi sayın Başbakan ile yapılan görüşmede ele alınan konu, ülkemizin birinci meselesi olan terördü. Yine aynı görüşmede Terör ile Mücadele kanununda yapılması düşünülen bazı değişikliklerin yanlış uygulamalara yol açabileceği dile getirilmiştir. Böylece her vatandaşın sahip olduğu bir hak kullanılarak toplumdaki haklı endişeler en yetkili mercie iletilmiştir. Buna karşılık söz konusu görüşmenin gazetenizde seçim pazarlıklarının bir parçası olduğu iddia edilmiştir. Böyle hiçbir bilgi ve belgeye dayanmayan, objektif bir araştırmadan uzak, masa başı haber imajı veren gerçek dışı iddiaların yayınlanmasının ise basın ahlak ve ilkeleri ile uyuşmadığı aşikardır. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki; Fethullah Gülen'in 13.12.1994 tarihinde basında yer alan bizzat kendi açıklamasında da belirtildiği üzere Sayın Başbakan'ın davetiyle yapılan görüşmede terörü önleme adına meclise sevk edilen tasarıda yer alan Müslüman halk çoğunluğu aleyhine maddeler hususundaki endişeleri dile getirilmiş olup medyada bu konuda ileri sürülen iddialar asılsızdır. Yine söz konusu açıklamada Fethullah Gülenin ''ülkesine hizmet adına herkese açık olduğunu, doğru bildiği yolda hak ve hakikate, milletine bir Müslüman ve bir vatandaş olarak hizmet etmeye çalıştığını, hiçbir grubun içinde veya başında bulunmadığını, hele şucu-bucu gibi ayırım ortaya koyan ifadelerden hep nefret ettiğini, hayırsever, idealist kişilerin açmış bulunduğu okullarla iddia edildiği gibi hiçbir bağlantısı bulunmadığını, bu hususların çeşitli vesilelerle defalarca hatırlatılmış, bazı gazetelerde yayınlanan tekziplerde de ısrarla belirtilmiş olduğunu, bu iddiaları ileri süren basın organlarından düzeltmelerini beklemenin kanuni ve tabii hakkı bulunduğunu'' ifade etmiştir Açıklanan nedenlerle Fethullah Gülen'in bakanlık ve milletvekilliği gibi makamların pazarlığını kesinlikle düşünülemeyeceğinden, bu tür iddiaları ortaya atanların bu iddialarını ispat edemedikleri takdirde kamuoyu vicdanında mahkum olacakları aşikardır.'' [33]
İddia: "Özer Çiller ile Fethullah Gülen'in görüşmelerinin arkasındaki sebep ortaklaşa kara para aklamalarıdır." [34]
Mahkeme Kararı: Küçükçekmece Sulh Ceza Mahkemesi [35] "söz konusu edilen yazıda tekzip isteyenin ismi açıkça zikredilerek kişilik haklarına tecavüz niteliğinde sayılabilecek sözlere ve ilişkilere yer verilmiş olmasına göre talebin haklı olduğu sonucuna varılmış olmakla" yazının tekzip edilmesine hükmetmiştir.
İddia: Fethullah Gülen'in Erbakan'la arasında buzlar vardır. Ancak bu buzlar erimektedir ve Gülen RP-DYP hükümetinin kurulması ve BBP'nin de bu hükümeti desteklemesi için siyasilerle görüşmeler yapmaktadır. [36]
Mahkeme Kararı: Küçükçekmece Sulh Ceza Mahkemesi [37] yazıda gerçeğe aykırı düşüncelere yer verildiğinden yazının tekzibine hükmetmiştir.
[2] Oral Çalışlar: Fethullah Gülen'in Serüveni 23 Ağustos 1995, Cumhuriyet
[3] 16.4.1997 tarihli Yalçın Doğan'la Güncel Programı'nda sorulmuştur.
[4] Meriç Köyatası 22.4.1997 Akşam Gazetesi
[5] Fikret Bila 30.3.1998 Milliyet.
[6] Kudret Yaşar:25.6.1995, Milliyet.
[7] Sabah,11.6.1995
[8] Yeni Şafak,25.9.1996.
[8] Yeni Şafak,25.9.1996
[9] Hürriyet,2.6.1995.
[10] Zaman Gazetesi 23.6.1995
[11] Zaman Gazetesi 23.6.1995
[12] Zaman Gazetesi 23.6.1995
[13] Zaman Gazetesi 23.6.1995
[14] Zaman Gazetesi 23.6.1995.
[15] 31.3.1991 tarihli Nokta dergisi.
[16] Mahkemenin 1991/61, 24.4.1991 tarihli kararı.
[17] Mahkemenin 1991/80, 14.5.1991 tarihli kararı. Tekzip kararı 9 haziran 1991 tarihli Nokta dergisinde yayınlandı
[18] 3.1.1990 tarihli Cumhuriyet gazetesi
[19] Mahkemenin 1990/103 E, 1991/875 K, 5.12.1991 tarihli kararı.
[20] Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 1992/2275 E, 1993/6436 K sayılı ve 11.5.1993 tarihli kararı.
[21] Mahkemenin 1990/57, 19.2.1990 tarihli kararı.
[22] Interstar TV, 16.11.1995, Engin Ardıç, Günün yorumu.
[23] Mahkemenin 1995/254, 30.11.1995 tarihli kararı. Tekzip Inter Star'da okunmuştur.
[24] Cumhuriyet Gazetesinin 21.4.1991 tarihli nüshasında yer almıştır.
[25] Mahkemenin 1991/86 sayı ve 31.5.1991 tarihli kararı.
[26] 21.6.1995 tarihli Posta Gazetesi.
[27] Mahkemenin 1995/225, 11.9.1995 tarihli kararı.
[28] 18 Eylül 1997 tarihli Cumhuriyet Gazetesi
[29] İst. 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1997/86, 26.11.1997 tarihli kararı
[30] 29.5.1994 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, Hikmet Çetinkaya.
[31] Mahkemenin 1994/203, 19.8.1994 tarihli kararı.
[32] Mahkemenin 1996/375 E. - 697 K., 25.12.1996 tarihli kararı.
[33] 25.4.1995 tarihli Yeni Şafak gazetesi
[34] Mahkemenin 1995/187, 22.5.1995 tarihli kararı.
[35] 10.11.1996 tarihli Yeni Yüzyıl gazetesi.
[36] Mahkemenin 1997/18, 5.2.1997 tarihli kararı
[37] 20.9.1996 tarihli Yeni Yüzyıl gazetesi
[38] Mahkemenin 1996/230, 4.11.1996 tarihli kararı
- tarihinde hazırlandı.