Pendik Vaazı-5 (31 Mart 1991)
Bu sayfada Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 31 Mart 1991 tarihinde Pendik Çarşı Camii'nde verdiği "Kutsîlerin ufku" konulu vaazı dinleyeceksiniz...
- Bugüne kadar yeryüzündeki medeniyetleri değişen şartlara göre kendini yenilemesini bilen nesiler kurmuşlardır.
- Günümüzdeki ilim herkes tarafından rağbet görmektedir. Netice itibariyle her şey ilme bağlıdır. Bununla birlikte önemli olan bir mevzu da cehaletle mücadele etmektir.
- Ümmet-i Muhammed’in adı İncil’de Kutsîler, Rabbanîler (kendini Allah’a vermişler) olarak zikredilir.
- İnsanlar yüksek ideallerle yaşarlar. İdeali olmayan bir insanın hakiki mânâda yaşadığı kabul edilemez. Bu sebeple Kutsîlerin bir ideali, bir ufku olması lazımdır.
- İslami düşüncenin statiğinde ilmin önemi çok büyüktür. Çünkü kâinatı ve onun bir tefsiri olan Kur’ân-ı Kerim’i anlamak için ilme ihtiyaç vardır. Kur’ân-ı Kerim’de: “Allah’tan başka tanrı bulunmadığına şahit bizzat Allah’tır. Bütün melekler, hak ve adaletten ayrılmayan ilim adamları da bu gerçeğe, aziz ve hakîm (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibi) Allah’tan başka tanrı olmadığına şahittirler.” (Âl-i İmrân sûresi, 3/18) ayetiyle Allah’ın (c.c.) varlığı ve birliği hakkında en güçlü sesin ilim erbabının ses ve soluğu olduğu izah ediliyor.
- “Kulları içinde ancak âlimler, Allah’ı gerektiği tarzda tazim ederler.” (Fâtır sûresi, 35/28) ayeti zikredildikten sonra Pakistanlı alim İnamullah ile Sir James Jean arasında yaşanan hadise
- “İlim talebi için yola çıkanlara Allah (c.c.), cennet yolunu kolaylaştıracaktır.” hadis-i şerifinin yorumu Üseyd İbn Hudayr bir gece Kur’ân okumaya başlar. Yanında bağlı bulunan atı şahlanmaya başlar. Atın çocuğuna zarar vermesinden korkar. Başını yukarı doğru kaldırdığında garip hadise ile karşılaşacaktır
- İhlas müminler için çok önemlidir. Yapılan her işi Allah emrettiği için yapmak, O’nun hoşnutluğunu kazanmak için yapmak Ama Kutsîler bununla yetinmemeli AZAMİ İHLAS’I yani üstün ihlası yakalamaya çalışmalılar
- “Ameller muhakkak niyetlere göredir” hadis-i şerifi zikredildikten sonra amellerin niyetlere göre derinleşeceği, bu sebeple müminlerin niyetlerindeki istikamete bakmaları, niyetlerini düzeltmeleri tavsiye ediliyor.
- Sahabe Efendilerimiz niyetin Allah için olmasına çok önem verirlerdi. Amr İbnü’l-Âs, kendisine ganimet teklif edildiği zaman o kadar üzülür ki: “Ben boğazımdan bir ok yeyip şehit olarak öleyim diye Müslüman oldum. Ganimet almak için değil” demiştir.
- Cenab-ı Allah’ın kendilerine ilim, cesaret, mal verdiği halde bunları doğru istikamette kullanmayan insanların akıbetlerinin anlatıldığı bir hadis-i şerif
- Gönüllere girecek, hislere hakim olacak insanlar Efendimizin (s.a.s.) yolunda olan kimselerdir. Bu yol ihlas ister, samimiyet ister. Ama aynı zamanda AZAMİ TAKVA ister. Allah Resûlü (s.a.s.) bir gece sabaha kadar uyuyamaz. Bir validemiz bunun sebebini sorunca: “Yatağımın altında bir hurma buldum ve yedim. Bazen evimizde sadaka hurmaları da bulunuyor. Yediğim hurmanın bu sadaka hurmalarından biri olmasından korktum” diyerek hassasiyetini dile getirir.
- Kutsîler takvayı elde etmek için değil haramlardan kaçınmak, mübahları bile içine şüpheli şeyler karışmıştır diye terk etmeliler Bir gün Hz. Ebû Bekir’e (r.a.) yemek ikram edilir. Normalde yediği her yemeğin nereden, hangi şekillerde getirildiğini sorduğu halde ihtimal o gün aç olduğundan hemen yemeye başlar. Biraz sonra yemeğin nereden geldiğini sorar ve aldığı cevap karşısında irkilir
- Zühd, insanın istiğnası, dünya işlerine kalbi alaka duymaması demektir. Kendini insanlığa adayan Kutsîlerin AZAMİ ZÜHD sahibi olmaları gerekir. Hz. Ömer (r.a.) bir gün Efendimizin huzuruna girer. Allah Resûlü’nün hasır üzerine yattığını görünce bu durum kendisine çok dokunur ve şöyle der: Hz. Ebû Bekir (r.a.) uzun yaz günlerinin birinde iftar açacaktır. Kendisine bir bardak soğuk su takdim edilir. Birden ağlamaya başlar. Neden ağladığı sorulunca da Efendimizle (s.a.s.) yaşadığı tatlı bir hatırayı anlatır
- tarihinde hazırlandı.