Sanal Önsöz
Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde yayınlanan röportaj da çok ilgi görerek tiraj rekorları kırmıştı.
Bu kadar çok ilgi gören kitapla ilgili kim bilir ne eleştiriler çıktı diye düşünen olursa hemen cevaplayayım; hiç. Yanlış okumadınız; ne sağda, ne solda, ne Hürriyette ne Zaman'da en ufak lehte ya da aleyhte bir eleştiri yayınlanmadı. Bu gerçekten ilginç bir durum.
Türkiye'de ilk kez bir gazeteciden çok sosyal bilimci bir yaklaşımla değerlendirilen Fethullah Gülen portresi toplum tarafından ne kadar ilgi ile karşılandıysa da ideolojik taraflar hiç iyi gözle bakmadılar. Bundan dolayı daha sonra bir çok saldırıya ve iftiraya uğradım. Bana bu denli kızılmasının nedeni ne olabilir di?
Varlık nedenleri ve konumları ayrılık, düşmanlık üzerine yapılandırılmış herkes ideolojisiz bir bakıştan rahatsız olmuştu. İslâmî bir liderin objektif portresinin önyargısız sunumu köprü kurulmasını engelleyenler için acımasız bir darbe oldu. İçlerindeki cerahati kin ve nefret olarak ellerine fırsat geçtikçe kullandılar. Tüm gazete örgütleri ve sorumluları da suskunlukları ile katkıda bulundular. Kadın olmamdan başka suç bulunamadığından medya mecrasındaki kadın erkek herkes "kadınlığıma" hakaret ederek rahatladı.
Bu konuda yürekli çıkan sadece Can Dündar, Gülay Göktürk ve Seda Kaya Güler oldu.
Bunları anlatmamın nedeni okuduklarınızın neden olduğu tektonik hareketleri az da olsa gösterebilmek için.
Aradan geçen üç yıl sonra daha iyi görüyoruz ki, Fethullah Gülen'in, Yesevi-Hacı Bektaş, Mevlana ve Yunus Emre çizgisinden günümüze taşıdığı tasavvufa dayalı hoşgörü felsefesi, bütün İslam alemi için de bir "devrim" niteliğinde. Ülkemizde herşeyin bir sepete konulmasını engelleyen bu çalışma belki de bu nedenle düşmanlık çekti. Farklı birikimlerini ve kültürlerini sentezleyecek bir Türkiye 21. yüzyılın ruhunu yaratacaktır.
Buna gönülden inanıyorum.
Fethullah Gülen'in liderliği ile, bugüne kadar bilinen kültürel emperyalizm engelini aşarak tüm dünyaya yayılan "Türk Okullları" kurulmuştur. Batılıların alternatifsiz uyguladıkları bu yöntem ilk kez karşısında "Türk Okulları"nı bulmuştur. 21.yüzyılda artık iddialı bir Türk kültürü ve medeniyeti olacaktır. Üstelik kendi kültürünü küçümseyen, halkını sevmeyen azınlıklar yaratmadan yapılan bu eğitim toplumlar arası hoşgörünün köprüsüdür.
21.yüzyılda barış mimarları yeni anlayışın bağrından çıkacaktır.
Hoşgörü ve barışa gönülden inanıyorum.
Hoyrat ve acılı 20. yüzyıldan sonra yeni yüzyılda yeni bir yapılanmaya, yeni anlayışlara ihtiyacımız olduğu aşikar. İnsanı severek başlamalıyız işe. Bu ideolojinin ölümüdür.
Ben insana gönülden inanıyorum.
Sanal alemdeki okuyucularıma her türlü eleştirileri için her zaman kapım açık.
Ancak düşünen yüreklilerin eleştirileri olabilir. Biliyorum. Gönül ve akıl beraberliğinin ürünü olan Türk kültür anlayışı ve inanç sistemi daha fazla üzerinde düşünülmeyi hak ediyor.
- tarihinde hazırlandı.