Yürünecek O Kadar Yol Var ki...

Fethullah Gülen Hocaefendi'nin çeşitli sorulara verdiği cevaplardan oluşan Prizma serisinin altıncı kitabı, Yol Mülahazaları adıyla yayımlandı. Kitap, adından da anlaşılacağı üzere, bugünün dünyasında iyice zorlaşan kulluk yolculuğu için bir kılavuz gibi okunabilir.

Yol Mülahazaları (Nil Yayınları) serinin bir önceki kitabı Kendi İklimimiz'den biraz farklı olarak, daha çok zihinleri ve kalpleri bu 'yolculuk'ta uyanık kalmaya davet ediyor.

Beş bölümden oluşan kitabın bölüm başlıkları, Pırlanta serisi okurları için tanıdık: "Perspektif", "Düşünce Boyutu", "Din Ekseni Etrafında", "Büyüteç" ve "Aktüel". Bölüm başlıkları Prizma serisinin önceki kitaplarıyla aynı olsa da, eserin ilk yazısının "Dünyevîleşme Girdabı" adını taşıması, Yol Mülahazaları'nda neyin hedeflendiği konusunda dikkatli okura çok şey söylüyor. Hocaefendi, alışageldiğimiz Risale-i Nur terbiyesiyle, önceliği aslolana veriyor. Dünyevileşme tehdidinin yanı sıra, gece ibadeti, evrad okuma, "tahdis-i nimet", hizmet yolundaki handikaplar, kitabın ilk bölümünde irdelenen temel meselelerden bazıları. "İrade İnsanı ve Önündeki Engeller" başlıklı yazıda ise Nur külliyatında anlatılan şeytan desiselerine, deyiş yerindeyse, şerh düşülüyor.

Kitaptaki düşünce boyutunun öne çıktığı bölümlerde, ilk kez karşılaştığımız ve gereğince ele alınması lazım gelen tespitler var. Örneğin, bir yerde Bediüzzaman için, "önemli bir sosyolog" diyor Gülen -üzerinde çokça düşünmeye değer. Yunan felsefesinin İslam düşüncesine etkisi de, Pırlanta serisindeki hiçbir kitapta olmadığı kadar yoğunlukla değerlendiriliyor Yol Mülahazaları'nda. Müslüman entelektüellerde, temel İslâmî değerlere saygısızlığın Neo-Platonculuk ile başladığı, su götürmez bir hakikat olarak, ortaya konuluyor. İslam felsefesi hakkında şöyle bir cümle var kitapta: "Ama öyle zannediyorum ki, eğer İmam Gazâlî o dönemde olsaydı İbn Rüşd'den daha çok İbn Arabî ile uğraşırdı." Aslında İslam düşünce tarihinin derinlikleri iyi bilindiğinde kavranabilecek bu tespitin, gelecekte temel koyucu olacağını söylemek, herhalde kehânet olmaz. Kitaptaki, Gülen'in, Hz. Peygamber'in hadisleri üzerine sorulan bir soruya verdiği cevap, Sünnet ve Hadis'e oryantalistçe yaklaşımların çürüklüğünü kısa ve öz biçimde ortaya koymanın en iyi örneği olsa gerek. (Sünnet'in, sözcük anlamıyla 'tutulan yol' anlamına geldiğini de hatırlatalım.) Hocaefendi bunu, tıpkı Bediüzzaman gibi, iddia sahiplerini muhatap almadan, doğrudan meselenin özünde kalarak yapıyor. Bunlardan başka, kitaptan, "vacibü'l vücûd" ifadesinin aslında İbn Sina'nın icadı olduğunu, Bedreddin Simavî'nin, düşünceleriyle Peygamberimiz'den çok Hegel'e yakın sayılabileceğini, Haşir Risalesi'nin nasıl okunması gerektiğini.. öğreniyoruz. Ya da güncel sayılabilecek bir konuya, Bermuda Şeytan Üçgeni'ne, tamamen başka bir yaklaşımla bakabilmeyi... (Bu bölüm, Bermuda üzerine okuduğunuz en ilginç yazı olacak!)

Hizmet gemisinde kürek çekmeye "bir yönüyle mahkum bir yönüyle memur" olan herkes için Yol Mülahazaları'ndan devşirecek çok yol azığı var. Çürümeden kalabilmenin, beklentiye girmemenin dünyada en zor şey olduğunu bilen biliyor. Ruhu felç eden hastalıklara karşı, "Yürünecek o kadar çok yol var ki..." diyen Gülen'in öğütlerine kulak vermek lazım. Kitabın bir yerinde söylendiği gibi: "Yazılan her şeyin kadri bilinmelidir ve bu aynı zamanda bir kadirşinaslıktır." (M.İlhan Atılgan)

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.