Hekimoğlu İsmail’e büyük vefa

Hekimoğlu İsmail için vefa gecesi düzenlendi

'Minyeli Abdullah' adlı romanıyla gönüllerde taht kuran Zaman yazarı Hekimoğlu İsmail, binlerce okuru ile kendi adına düzenlenen vefa gecesinde buluştu. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ve Ufuk Diyalog Derneği tarafından Fırat Kültür Merkezi'nde düzenlenen geceye sevenleri akın etti. Salona sığmayanlar ise programı dışarıdan dinledi.

Yazarlığa 1950’li yıllarda başlayan Hekimoğlu İsmail’e gönül dostları vefa gecesi düzenledi. Fırat Kültür Merkezi’nde yapılan programda konuşan Hekimoğlu, sevenlerine teşekkür etti.Yazar, “Toplumları ayakta tutan temel unsur manevi değerler üzerinde kurulmuştur. 80 yıllık hayatımı bu hakikatlere adadım. Bu hakikatin temelinde Allah inancı var. İlimler Allah’ın yarattıklarını anlatır, dinsiz ilim yoktur, olamaz. İlme çalışmak ibadettir.” dedi. Geçirdiği rahatsızlıktan sonra doktorların kendisine “Artık konuşmaman ve yazmaman gerekir.” dediğini aktaran Hekimoğlu, “Bunu ilk olarak Fethullah Gülen Hocaefendi ile paylaştım. Hocaefendi’nin fikirlerine ehemmiyet veriyorum. O, her ne kadar beni kendi talebesi olarak kabul etmese de ben kendimi hep onun bir talebesi olarak gördüm.” diye konuştu.

‘Hekimoğlu İsmail, en zor dönemlerde millî değerlere sahip çıktı!’

Ufuk Diyalog Merkezi Genel Sekreteri Hikmet Gül: Vefa, duyguda düşüncede aynı şeyleri paylaşanların duygusudur. Vefanın olmadığı yerde fertler birbirine karşı yabancı olur. Hekimoğlu İsmail, yazdığı Minyeli Abdullah eseriyle en zor dönemlerde milli değerlere sahip çıktı.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşak: ‘Kutup yıldızı doğduğunda dünyaya gelen insanlar, kitlelere ve milletlere yol gösterir.’ sözü doğru ise bu sözün muhataplarından biri de Hekimoğlu İsmail’dir. Hekimoğlu, yazdıklarını kalbinin en derin noktasından hazırladığı için bugün hepimiz buradayız. Her yazısı bir yiğit derecesinde olan Hekimoğlu İsmail’in 40 yıl önce yazmış olduğu ve bu geceye adını verdiği “vefa” yazısı, paha biçilmez bir yazı.

Altınkoza Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Doğan: Hekimoğlu İsmail, milletinin vicdanında bir altın kalemdir. O, kendini kaybetmiş bir topluma sahip çıktı. Hekimoğlu, dininizin istediği gibi yaşayacaksınız der. O, dinini kaybetmiş bir toplumda dinini arayan bir adamdır.(Ayten Çiftçi)

Ağlayarak yazan, yazarak hayata tutunan bir mütefekkir…

"Minyeli Abdullah idealimdeki adamdır. İdealimdeki adamı yazdım.” diyor Hekimoğlu İsmail. Eşinin bile haberi olmadan kaleme aldığı bu romanı neredeyse bilmeyen yoktur.

Roman, 2009’da 80. baskısıyla okurlarla buluşsa da, başka bir romana konu olacak dramdır Hekimoğlu’nun hayatı.

Gerçek adı Ömer Okçu olan yazar, dedesinin ismini kullanıyor. Hep mütevazı bir hayat yaşar Okçu. Babası harap evlerini İstiklal madalyasını satarak yaptırır. 1939 Erzincan Depremi’nde ablası, ağabeyi ve kardeşini kaybeder. Annesi, babası ve kendisi yaralı olarak kurtulur. 1952’de astsubaylığa başladığı Türk Silahlı Kuvvetleri’nden defalarca atılma riski yaşar ve 1972’de emekli olur. 1950’de çeşitli gazete ve dergilerde yazmasıyla birlikte hakkında davalar, gözaltılar, hapishaneler başlar. Dini, Kur’an-ı Kerim’i ve Bediüzzaman’ı tanıması ise 1957 yılında olur. 1967’de Minyeli Abdullah’ı herkesten gizli, Ümraniye çöplüğünden topladığı kâğıtlara yazar. Öyle ki eşi Sermin Hanım bir dönem yasaklanan roman için, “Gazetelere yazıyor sanıyordum. Meğer roman yazıyormuş. Minyeli Abdullah gazetede yayınlandıktan sonra, insanlar eve beni Sevde (romandaki kahramanın adı) diye görmeye gelince öğrendim.” diyor.

1982’de birçok ortakla beraber Timaş’ı kurar. 1988’den beri Zaman’da yazılarına devam eden Hekimoğlu, 1992’de “Demek ki öyle...” başlıklı yazısında TCK’nın 159. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle bir yıl mahkûm olur, 72 gün hapis yatar.

2002’de ise geçirdiği felç nedeniyle şimdi sol tarafı tutmuyor. Eşi Sermin Hanım’ın deyimiyle; yazmak, onu hayatta tutuyor. 50’den fazla eseri olan 80 yaşındaki gözü yaşlı mütefekkiri sevenleri unutmadı. Geçtiğimiz akşam Gazeteciler Yazarlar Vakfı ve Ufuk diyolog derneğinin Fırat Kültür Merkezi’nde onuruna düzenlediği vefa gecesinde okurları hınca hınç dolu salona sığmadı. Çünkü o şöyle diyordu: “Geldim, gittim demekle roman olmaz. Ben roman yazarken oturup ağlıyorum hüngür hüngür. Gözyaşlarım kâğıda dökülüyor. Ağlayarak yazmayan okuyucuyu ağlatamaz. Yüreği yanmayan başkasının yüreğini yakamaz. Sırça köşklerde ayak ayak üstüne atarak roman yazılmaz.” (Ayşe Altunköprü)

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.