Ateş Topundan Çıkan Pilot
Pakistanlı (Lahor) emekli pilot Albay Zafer Bey, karşılaştığı Türk dostlarına hep şu hatırasını anlatıyor:
Yüzbaşı iken kullanmakta olduğum uçak bir anda irtifa kaybetmeye başladı. Baktım her şey yerli yerinde, her şey çalışıyor ama bir türlü düşüşü durduramıyorum. Düğmeye bastım, hiç olmazsa kendimi dışarıya atayım dedim, ama o da olmadı. Dışarıya çıkarsam ve paraşütüm açılırsa kurtulabilirim diye düşünmüştüm. Dua etmeye başladım. "Allah'ım her şey senin elinde... Yaşamam hayırlıysa kurtar beni!" dememle birlikte yere çakıldık; bir anda kendimi ateş topu içinde buldum. Hz. İbrahim aleyhisselamı hatırlayıp "Yâ nâru künî berden ve selâmen alâ İbrahim!" Yani "Ey ateş İbrahim soğuk ve selametli ol!" âyetini okumaya başladım. Baktım azalarım sağlam, kırık-çıkık yok... Üzerimde de ateşe dayanıklı elbise var, bu âyeti okuya okuya hemen ateşin dışına çıktım... İleriden uçağın yanışını seyrettim. Bir yandan da "Ya Rabb'im, beni böyle hârika şekilde kurtardın... Acaba benim hangi amelim için bunu yaptın? Acaba daha yaptıracağın iyi işler mi var? Onlar için mi beni kurtardın ya Rabbi!" dedim. Hayatım boyunca da İlâhî hikmetin bu sırrını çözmek için beynimi zorladım durdum....
Belli bir yaşa gelince gençlerimizi düşündüm... İslâmî yönden ülkemizdeki medreselerin yetersizliği karşısında gençliğimizin durumunun zor olacağını çaresizlik içinde mütalaa edip durdum. Evrensel gerçeklere sahip olan İslâmiyet'in sahipleri, bilhassa temsilcileri, o güzellikleri bütün dünyaya açacak donanıma sahip olmalıydılar...
Bir gün arkadaşlarım, burada Türklerin okul açtıklarını söylediler. Türkleri çok severim... Hemen yanlarına gittim. Okul Müdürü Turgut Bey'e ne yapmak istediklerini sordum. O da bana eğitim hizmetlerini uzun uzun güzelce anlattı. Aklıma iyice yattı. "Bana ne düşüyorsa söyle yapayım. Ben aradığımı buldum." dedim. Şimdi bana ne hizmet verirlerse, onu yapmaya gayret ediyorum. Artık o kafamdaki çözemediğim takıntı da halloldu. "Demek ki, diyorum Cenab-ı Hak bana, bu güzel hizmetlere koşturmam için bu hayatı hârika şekilde bağışlamış!.."
On günde bir hatim indiren ve her gece saat üçte teheccüde kalkıp Turgut Bey'i de teheccüde kalkması için uyaran bu güzel insan için, eğitim gönüllümüz Turgut Bey diyor ki: "Zafer Bey gelip bize soruyor: 'Ne lâzım?' Biz de eline bir ihtiyaç listesi tutuşturuyoruz. Bu da inşaat ile ilgili olduğu için oldukça yüklü oluyor. Bu kabarık listeyi temin edebilmek için elinden gelen gayreti hiç itiraz etmeden ve yüksünmeden, Allah razı olsun, gösteriyor."
"Acaba bu zorlu şartların üstesinden neslimiz nasıl gelir? Bu girdaptan nasıl çıkabiliriz?" diye düşünen Zafer Bey gibi bütün insanların, adanmış ruhlu eğitim gönüllülerimizi görüp tanıdıktan sonra vardıkları kanaat hep şöyle: "İşte modern açılım!"
Dünyanın pek çok yerinde farklı ırklardan hatta farklı inanışlardan pek çok insan, işte bu kanaatle yüz akımız eğitim gönüllülerimize destek veriyor ve kol kanat geriyorlar.
Cenab-ı Hak da işte görüldüğü gibi bu güzellikler içinde insanlığa hizmet götüren ihlaslılar için, imkânları önceden hazırlıyor, zemini hizmet etmeye uygun hâle getiriyor.
Ne mutlu böyle bir gayret içinde olup ömrünü bu güzellikler uğruna harcıyanlara!..
- tarihinde hazırlandı.