Çad'da Kurban

Bu Kurban Bayramı'nda Çad'a kurban kesmek ve dağıtmak için giden İbrahim Homan Bey'in gönderdiği mektubu sizlere arzetmek istiyorum:

Allah'a sonsuz hamdü senalar olsun ki bu Kurban Bayramı'nı da muhtaç insanların yılda bir defa da olsa et yemelerine bizleri vesile kıldı. Etiyopya Havayolları ile Frankfurt'tan altı saatlik uçuşla önce Etiyopya'nın başşehri Adisababa'ya, oradan 14 saatlik beklemenin ardından dört saatlik bir uçuşla Çad'ın başşehri N'Djamena'ya (En Camena'ya) ulaştık. Uçaktan inince kuru ve sıcak bir hava yüzümüzü kavurdu.

Bizi karşılamaya gelen ülkemizin yüzakı Tchado-Türk Koleji'nin fedakâr öğretmenleri, bizi okulumuzun lojman olarak kullanılan en üst katına yerleştirdiler. Tanışma faslından sonra vazgeçilmez içeceğimiz çayı yudumlarken Mehmet Ali Bey, gelmeden önce gördüğü rüyasını bizlerle paylaştı. Erkek berberi olan Mehmet Ali Bey, işçisine bayram izni verdiği için kendisine gelen samimi arkadaşı Cemil Bey'e bu yolculuğa çıkamayacağını birkaç defa tekrarlıyor. Ama Cemil Bey, "Sen gitmezsen ben de gitmem." deyince dayanamayıp "Tamam!" diyor. O gece gördüğü rüya ile ilgili şunları söylüyor:

"Önümde giden üç kişiyle beraber çölde yürüyoruz. Onlar önde giderken, sağımızda ve solumuzda bulunan delikleri kapatarak ilerliyorlar. Ben aklımdan, ne kadar da hicret yoluna benziyor, diye geçiriyorum. Arkamdan bir ses, 'Evet, bu hicret yoludur. Önünde gidenler de Hz. Ebu Bekir (ra), Hz. Ömer (ra) ve Hz. Ali (ara)'dir.' dedi. Ben de 'Peki Efendimiz (sas) nerede?' diye sordum. Aynı ses 'O (sas) ruhaniyetiyle sizinle beraber. Gideceğiniz yerde sizinle beraber olacak.' dedi. Sonra uyandım ve ne kadar isabetli bir karar verdiğimi anladım."

Oradaki bütün arkadaşların duygulanmasıyla bir an sessizlik oldu ve biz bu rüyayı dua kabul ederek "Amin" dedik. Bayram namazını başşehrin en büyük camisinde kılmak üzere gittiğimizde caminin etrafını silahlı askerlerin çevirdiğini gördük, hayret ettik. Sebebini namazdan çıkışta, bir saat caminin içinde bekledikten sonra öğrendik. Meğer Cumhurbaşkanı orada imiş. O çıkmadan kimseyi bırakmıyorlarmış. Daha sonra arkadaşlarımızın önceden satın aldıkları kurbanlıkları kesmek üzere kesim yerine geçtik.

İki gün iki ayrı kesim yerinde 170 büyükbaş hayvanı kurban ettik. Bu kesimleri polis ve askerin korumasında gerçekleştirdik. Zira halk çok muhtaç olduğu için; bize kalmaz önce ben alayım, düşüncesiyle çok izdihama sebebiyet veriyorlar. Öyle anlar oldu ki havaya ateş açmak zorunda kaldılar. Etlerin bir kısmını iç savaşlarda anne ve babalarını kaybetmiş yetim çocukların kaldığı yetimhanelere, bir kısmını şehrin 30-40 km dışında yaşayan elektrikleri bulunmayan, suları da teker teker bir kuyudan temin edilen beş köye götürüp yanımızda getirmiş olduğumuz oyuncak, çikolata ve giysilerle birlikte dağıttık.

Köylerde toplanan kalabalık önce bizleri misyonerler zannettiler. Çünkü bu zamana kadar buralara sadece onlar gelmiş. Ancak bizler Allah (cc) selamı ile selamlayınca "Aaa bunlar bizim gibi Müslüman!" diyerek bizlere ve kendilerine kurban gönderenlere bol bol dualar ettiler. Rabb'im bu yaptığımız işi eksikleriyle kabul buyursun. Bu ülkede okuyan insan sayısı olması gerekenin çok altında. Fedakâr Türk Koleji öğretmenleri onlara iyi bir nesil yetiştirmek için oradaki bütün sıkıntılara rağmen görevlerini en iyi şekilde sevgi tohumları ekerek yerine getirmeye çalışıyorlar. Rabb'im yâr ve yardımcıları olsun. İnşaallah yetişen genç nesiller, gelecekte halkı ile iç içe yaşayan, her şeyini onlarla paylaşan büyükler olurlar da bu ülkeler kendilerini kurtarır, Âmin!..

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.