Sen Bizi Affet

Af diliyoruz Sen'den ya Rabbi... Çünkü biz Habib-i Edib'in Hz. Muhammed Mustafa'nın (sav) cihan-ı yâr-ı güzîninden üçünü koruyamadık.. Fitnelerin kapısında bir kapı gibi duran Ömer'ül Faruk'u, İranlı bir katilin yağlı hançeri, arkadan vurduğu ihanet darbesiyle aldı götürdü.

Uyun-u sâhire olup onu önleyemedik affet bizi ya Rabbi!.. Osman-ı Zinnureyn'i başka ihanet şebekelerinden o günlerin medyası yalancı fiskos ve tahriklerle Sebeiyye Fırkası'nın sokaklara döktüğü murdar iliklerinden sloganlarla idare edilip güdülen, kitleler psikolojisi esîri, gurûh-u Lâyüflihûn çeteler ve anarşistler tarafından Kur'an okunurken mazlûmen katledildi. Hem de mübarek kanı Mushaf-ı Şerif üzerine dökülerek...

Terör tezgahlanırken erken uyanıp fitneyi bastıramadık ve o yumuşak huylu büyüğümüzü koruyamadık bizleri affeyle ya Rabbi!.. Haydar-ı Kerrâr, kıyamete kadar gelen veli ve mürşidlerin atası, Aliyyül Mürteza'yı da, aklı kısa, muhakemesi dar, sığ görüşlü, dengesiz Hâricîlerin içinden, kışkırtılmış bir terörist katletti. O Şah-ı Merdanı, o ibadet ve takvada büyük muktedayı gözümüz gibi koruyamadık, dar beyinlerin hedefinden kurtaramadık Sen bizi af ve mağfiret et ya Rabbi!..

Gerçi onlar şehit oldular ve hâlâ bizim dualarımızı süsleyen şüheda büyüklerimizin liste başındalar; ama işte biz o üç nadide büyüğümüzü koruyamadık. Suçluyuz, sen bizi bağışla ya Rabbi!.. Bu büyük gafletimiz ve akıl almaz hatamız sebebiyle asırlarca mukaddes beldelerde ve bütün âlem-i İslam'da seylâplar gibi kanlar aktı, cinayetler birbirini takip etti...

Bütün bunlara rağmen yani suç bizim olduğu halde, sen yine hikmet ve rahmetinle ayrı bir ufukta din-i mübin-i İslam'a ihsanatta bulundun. "Dest-i Kudret ve Celâlinle o asrı çalkaladın, şiddetle tahrik edip çevirdin, ehl-i himmeti gayrete getirip elektriklendirdin. O hareketten gelen bir kuvve-i ani'lmerkeziye ile pek çok münevver müctehidleri ve nûranî muhaddisleri, kudsî hafızları, asfiyaları, aktabları âlem-i İslam'ın aktarına uçurdun, hicret ettirdin. Şarktan garba kadar ehl-i İslamı heyecana getirip, Kur'an'ın hazinelerinden istifade için gözlerini açtırdın." Bu büyük lütufların için lâ yuâd ve lâ yuhsâ hamd ve şükürler ederiz Sana ya Rabbi.

Ama gele gele yine Habib-i Muhammedi'nin (sav) izdüşümleri hükmündeki ivazsız, garazsız sırf Sen'in için hizmet veren büyüklerimize de sahip çıkamadık ya Rabbi!.. İslam'ın temel ilimlerini ve usullerini ihtiva eden 90 ana kitabı tek tek vird gibi okuyarak, ruhuna ilhakat, sûnuhat ve füyuzat namına gelen vâridatı bu 90 ana süzgeçten geçirip bizlere takdim eden ve yazdığı mübarek ve müstesna eserlerle sadece İslam âleminin değil bütün insanlığın dertlerine devalar, kalplerin ve vicdanların yaralarına müessir ilaçlar takdim eden zat-ı mübareği de 19 defa zehirlemekten koruyamadık. Senden af diliyoruz ya Rabbi!..

Vehben ilim ve hikmet hil'âtları ile donatılmış, her sene tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf adına İslamiyet'in temel ilimlerinin bütün önemli kitaplarını teker teker takrir edip gelişen dünya olayları ile değerlendirerek önceki birikimleri ile yoğurup yepyeni ufuk ve boyutlara uzanan hilkaten her türlü istidat ve kabiliyeti üzerinde toplayan, ayrıca kılı kırk yararcasına hassas yaşayışı ile ulaştığı konum itibari ile meselelerin maddi-manevi lediyatına künhüne vukufiyetle taçlanan bir başka büyüğümüze de maalesef sahip çıkamadık. Hiç olmazsa, düştüğü yeri yakan ateş üzerimize düşmüş gibi özümüz ve gözümüz ağlayarak, sana kalkan ellerimizin içine masumların avuçlarını da alarak sana açılan kalplerimizle günde beş defa dualarımızda olsun hatırlamalıydık. Buna da tembellik yapanlarımız var. İşte bütün bunlar için af diliyoruz. Her şeyden önce, has lütfunla korumanı, bizleri de derin hacaletten kurtarmanı niyaz ediyoruz.

Biz Sen'in derin hikmetlerini bilemeyiz. Her şeye rağmen, bütün bunlardan sonra murad-ı sübhaniyenin ne olduğunu ve icraat-ı İlahiye olarak sürprizler kuşağında var edeceğini tahmin bile edemeyiz. Orası, Sen'in atâ, ihsan ve ikramlarınla ilgilidir... Ama biz, bu vurdumduymaz halimiz ve derin gafletimizle sergilediğimiz vefasızlık ve gayretsizliğin hesabını Sana veremeyeceğimiz için endişe duyuyoruz. Sen bizi, bizlere bırakma, eltâf-ı sübhaniyen ile hepimizin yüzünü güldür ya Rabbi!.. Amin..