AK Parti ve Cemaat

Bilgiye dayanmayan yorumların toplumsal gerçekliğimizi anlayıp kavramaya yetmeyeceğini, dahası böyle bir yaklaşımın sorunlarımızı içinden çıkılamaz hale soktuğunu yaşayarak öğrendik.

Hiçbir toplum, tarihi ve kültürel dokularından ayrıştırılarak tümüyle yeniden inşa edilemez. Tarih, 'toplum mühendisliği' ve 'din mühendisliği' modellerinin kalıntılarıyla dolu.

Çağın gereklerine uygun olarak değişmenin ve yenilenmenin tek bir modeli olmadığını anlamak için çok bedeller ödedik.

1960'lara kadar, din, cemaatler, tarikatler sosyolojinin bile konusu olamayacak kadar netameli bir alan idi. Oysa toplumsal gerçekliğimizin en canlı tarafını teşkil ediyordu. Yok saymakla yok olmuyorlar.

Sosyolog Dr. Ergun Yıldırım, "AK Parti ve Cemaat: Yeni modernlik, yeni Türkiye aktörleri" başlıklı çalışmasında modernleşme sürecimizin yarılmalarını ve savrulmalarını açıklamaya çalışmış.

"Hayat Yayınları"ndan çıkan kitapta Dr. Yıldırım, ülkemizin son on yıl içinde yaşadığı değişimleri "AK Parti" ve "Gülen Hareketi" bağlamında yorumluyor.

***

Dr. Yıldırım'a göre "AK Parti" ve "Cemaat" değişim sürecinin, biri "siyasal toplum"da, diğeri "sivil toplum"da yer alan iki önemli aktörüdür.

Kitabın önsözünde Dr. Yıldırım, "Türkiye'de bütün konularda olduğu gibi AK Parti ve Gülen Hareketi konusunda da etrafta komplo teorileri uçuşup duruyor. Liderlerinin etnik kökenleri, dış güçlerle olan bağlantıları ve devlet içi yapılarla menfaat rekabetleri öne çıkarılarak içinden çıkılmaz yorumlara gidiliyor" diyor.

Çalışmasının amacını da şöyle açıklamış:

"Her okuma bir yorumdur. Her yorum da belli bir bilgiyle gerçekleşir. Ne bilgisiz yorumun anlamı var, ne de yorumsuz bilginin. Bu nedenle temel amacımız toplum gerçekliğimizin demokrasi, AK Parti ve cemaat etrafında nasıl oluştuğunu, sosyolojiyle yorumlayarak anlamaya çalışmaktır."

Dr. Yıldırım'a göre, bu iki olgu üzerinden din ve siyaset ilişkilerinin günümüz Türkiye sindeki durumunu öğrenebilir; muhafazakârlığın, siyaset ve sivil toplum temelinde nasıl bir düşünce pratiği sergilediğini görme imkanına sahip olabiliriz. Çünkü sivil toplumu seferber eden hareket olarak cemaat ile politik toplumu dizayn eden AK Parti, ortak bir Türkiye tahayyülünde varlık kazanıyorlar.

Dr. Yıldırım, Demokrat Parti'nin dinamikleri ile AK Parti'nin dinamiklerinin aynı ana çizgi üzerinde seyrettiğine dikkat çekiyor.

Gülen hareketi'nin "Risale-i Nur" ve dönemin sağ hareketleriyle ilişkilerinin yanı sıra 1990'lardan itibaren bir sivil toplum hareketine dönüşmesinin serüvenini de, "Abant Toplantıları" bağlamında incelemiş Dr. Yıldırım.

***

Komplo teorilerinin kısırlaştırdığı tartışma iklimimizde, sorumlu bir aydın tavrıyla, sosyolojinin verdiği imkanlar çerçevesinde yeni uçlar, yeni sentezler arayan Dr. Yıldırım'ın kitabını, henüz neşredildiği için tümüyle okumuş değilim. Elbette okuyup bitirdiğimde eleştirilerimi de ifade edeceğim.

Dr. Yıldırım'ın çalışmanın başında sorduğu sorular şunlardır..

"AK Parti ve Cemaat nasıl bir Türkiye öngörüyorlar?"

"Cemaat, devleti ele geçirmeye yönelen ve AK Parti'yi de içinde eritecek bir yapı mıdır?"

"Cemaat bir sivil toplum mu?"

"AK Parti, Türkiye rejimini şeriata götüren bir siyasal akım mı?"

"Değişim taleplerinin yönü nereye gitmektedir?"

Bu soruların cevaplarını arayanlar Dr. Yıldırım'ın çalışmasını okumalılar.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.