İkindi Yağmurları'yla Zihin Kirlenmelerini Temizlemek!
Ama buna yerimiz yetmeyeceği için mecburen iki günlük yazı ile yetinecek, gerisini 432 sayfalık kitaptan takip etmenizi dileyeceğim.
Bugün, günlük hayatta zihin kirlenmesine maruz kaldığımız bir gerçektir. İşte bu zihin kirlenmeleri nasıl oluyor, dinî hayatımızı nasıl etkiliyor, hayal kirlenmesine nasıl bir dikkatle karşı koymamız gerekiyor?.. Buyurun konuyu birlikte okuyalım İkindi Yağmurları'ndan.
***
Zihin öncelikle günahlar, hatalar ve kötülüklüklerle kirlenir!. Her günah, her hata ve her kötülük zihinde mutlaka bir iz bırakır!. İnsan çok defa böyle bir zihin kirlenmesinin farkına varmasa da zamanla onun tezahürlerini kendi gönlünde ve duygularında hissedebilir. Böyle bir kirlenme, hayırlı işlere devam etme arzusunu kırar, salih amellerde süreklilik isteğini azaltır ve fenalıklara meyil gücünü artırır!.
Evet, günümüzün insanları böyle zihin kirliliği gibi bir afete maruzlar... Bugün çarşıya ve sokağa her çıkışlarında gözler yoluyla birtakım haramlara girmeleri neredeyse muhakkak. Ruh dünyalarında bulantı hasıl edecek manzaralar adiyattan. Kulaklar adeta kir taşıyor, diller kir üretiyor, uygunsuz sözler dinleniyor, çirkin laflar ediliyor, sürekli şunun bunun aleyhinde atılıp tutuluyor, konuşmalar gıybetlerle başlıyor, yalanlarla devam ediyor ve sonunda iftiralarla noktalanıyor.
Bu kötü durum şeytanın müdahalesine de bir ortam hazırlıyor ve kirli zihinleri şeytan kendi hesabına kullanıyor. Dolayısıyla, insanlar dupduru bir gönülle Cenab-ı Hakk'a teveccüh etme imkanını asla bulamıyorlar. Dahası, birer pas, birer leke olan o günahlar, tevbe ve istiğfarla temizlenmez ve arttıkça artarsa, o zaman üst üste yığılan kirler birer perde halini alıyor; Allah'tan gelen tecellilerin önünü kesiyor, artık himayesiz kalan kalbler şeytandan gelecek küfür oklarına bile açık birer hedefe dönüşüyor. Böyle bir musibete karşı ümmetini ikaz eden Allah Resulü (sas) "Nazar (bakış) şeytanın zehirli oklarından bir oktur!" buyuruyor. Ve Cenab-ı Hakk'ın şu iltifatkâr beyanını naklediyor. "Kim benim korkumdan dolayı harama bakmayı terk ederse, kalbine öyle bir iman neşvesi ve halaveti atarım ki, onun zevkini gönlünün derinliklerinde duyar!."
Dışarıdan gelecek günah hücumlarına karşı ümmetini koruma mevzuunda çok hassas olan Peygamber Efendimiz (sas) kadın-erkek herkesin iffete kilitlendiği bir dönemde, hem de hac vakfesini yapıp Arafat'tan döndükleri bir sırada, terkisine aldığı (Hazret-i Abbas'ın oğlu) Fazl'ın başını sağa sola çeviriyor ve böylece etraftaki kadınlara gözünün ilişmemesi için ona yardımcı oluyordu. Asır, saadet asrı, mevsim hac mevsimi, terkisine binilen zat Allah Resulü ve harama bakmaması için başı sağa sola çevrilen de iffetinde hiç kimsenin şüphe edemeyeceği Hazret-i Fazl idi. Bu olay Efendimiz'in bu konudaki hassasiyetini gösteriyor ve ümmetine misal teşkil ediyor.
Resul-ü Ekrem Efendimiz bir başka zaman da, Hazret-i Ali'ye, "Ya Ali, birinci bakış lehinedir, fakat ikincisi aleyhinedir!" buyurmuş, bir kaste iktiran etmediği için ilk bakışın mesuliyet getirmeyeceğini ama ikinci defa dönüp bakmak iradi olduğundan, onun günah hanesine yazılacağını vurgulamış; harama götüren yolu ta baştan keserek günahlara geçit vermemek gerektiğine dikkat çekmişti…"
***
Şimdi düşünme sırası bizde.. Var mı zihnimizi temiz tutma konusunda böyle bir dikkat ve titizliğimiz? Yoksa boş ver, kir pas içinde de olsa devam edip gidiyoruz işte mi, demeye getiriyoruz? Böyle bir umursamazlığa düşmekten çekinmeli, zihnimizi temiz tutma titizliğimizi olanca dikkatimizle sürdürmeliyiz... Yoksa alışkanlıklar ahlak haline geliyor, zihinler kir pastan kurtulamaz duruma giriyor...
- tarihinde hazırlandı.