Var mı Kadını Bu Özellikleriyle Tanıyan ve Tanıtan? (2)

Beyan kitabında Hocaefendi'nin, kadını sahip olduğu eşsiz özellikleriyle tanıttığı, geniş yankı uyandıran yazısını okumaya devam ediyoruz:

"Bize göre kadın, hususiyle de analık buuduyla da semalar kadar derin ve gönlünde göklerin yıldızları kadar duyguların, düşüncelerin köpürüp durduğu bir his ve merhamet yumağıdır. O her zaman acı tatlı talihiyle uyumlu, sevinçleriyle, kederleriyle barışık, neşeyle, tasayla iç içe, kine, nefrete kapalı, her haliyle ihya ve imar peşinde, yeryüzünde İlahi hilafetin en saf mayası, insanî inceliğin de adeta özü ve usaresidir.

Bilhassa inancı ve sonsuzluk düşüncesiyle gönül kapılarını ebediyetlere aralamış bahtiyar bir kadın, madde ve manânın, cisim ve ruhun birleşik âlemi diyebileceğimiz sihirli bir noktada, tasavvurlar üstü öylesine parlak bir konuma maliktir ki, bunun ötesinde ona vereceğimiz en yüksek payeler ve makamlar dahi onun güneşler gibi parıldayan gerçek değerleri yanında sönük birer mum mesabesinde kalırlar.

Bizim düşünce dünyamız ve değerler atlasımızda kadın, hilkat hâdisesinin en önemli rengi ve insanlık âleminin en bereketli ve sihirli rüknü, evlerimizde cennet güzelliklerinin kusursuz bir izdüşümü, varlık ve bekamızın da en sağlam teminatıdır.

O yaratılmadan önce Adem Nebi yalnız, eko-sistem ruhsuz! İnsanoğlu inkıraza teslim, yuva ağaç kovuğundan farksız bir in! Ve insan da kendi ömür fânusunun mahpusuydu. Onunla ikinci bir kutup oluştu ve kutuplar birbirine bağlandı. Varlık yeni ve farklı bir sesle, bir görüntüyle şenlendi. Yaratılış tamamlanma vetiresine girdi ve yalnız insan da bir nev'e dönüşerek kainatın en ehemmiyetli bir unsuru haline geldi ve eşine değerler üstü değer kazandırdı.

Gerçi kadın, fizyoloji ve psikoloji açısından farklı bir tabiata sahip ve ayrı özellikleri haizdir; ama bu, erkeğin kadından üstün, ya da kadının erkekten aşağı olması manasına gelmez. Kadın ile erkeği havadaki azot ve oksijen şeklinde düşünecek olursak, her ikisi de hususi yerleri, konumları itibarıyla fevkalade önemlidirler ve aynı ölçüde birbirlerine muhtaçtırlar. Havadaki unsurları birbiriyle mukayese ederek "azot daha kıymetlidir" ya da "oksijen daha faydalıdır" mülahazası ne ölçüde abes ise, kadın ile erkek arasında bu türlü mukayeselere girmek de o ölçüde bir münasebetsizliktir.

Kadın ile erkek, yaratılış ve dünyadaki misyonları açısından birbirlerinden farksızdırlar ve bir vâhid'in (tekin) birbirine muhtaç iki ayrı yüzü gibidirler...

...

Evet, Allah kadını başkası değil, erkeğe eş olarak yarattı. Adem Havva'sız, Havva da Adem'siz olamazdı. Bu ilk çift, hem yaratıcı adına, hem de varlık hesabına âyinedarlık ve tercümanlık gibi önemli bir vazifeyle vazifelendirilmişlerdi. İki ceset, bir ruh gibiydiler ve bir hakikatin ayrı iki yüzünü temsil ediyorlardı.

Zamanla kaba anlayış ve hoyrat düşünce bu birliği bozdu. Onun bozulmasıyla da hem aile düzeni, hem de içtimai nizam bozuldu.

Aslında İbn-i Farıdın'ın da dediği gibi, kadının güzelliği de erkeğin güzelliği de güzeller güzeli Yaratıcı'nın Cemali'nden birer parıltıydı. Bu iki hilkat harikasının birbirlerini kendi konumlarında kabul edip el ele, omuz omuza bulunmaları, onları olduklarının ötesinde ayrı bir güzelliğe ulaştırıyordu. Yaratılış planıyla belirlenmiş bulunan çerçevenin dışındaki farklı yorumlar ve takdirler ise onları çirkinleştiriyor, hoyratlaştırıyor ve bilhassa güzellik ve endamın en anlamlı yanı, "hissi mücerred" olması itibarıyla Hak Cemali'nin çok buudlu bir aynası sayılan kadın beşerî tabiatının kesif renkleriyle kendi kendini matlaştırıyor ve her şeyi cismaniyete bağlayarak o önemli ayinedarlık vazifesini daraltıyor ve adeta bir fitne vesilesi haline getiriyordu ki, ona fitne denmesi de bu özel tavrı itibarıyla olsa gerektir!

Evet kadın, kendi derinliklerinin şuurunda olup ve kendi tabiatının sınırları içinde kaldığı sürece varlığın özündeki güzellikleri aksettiren öyle mücella bir ayna haline gelecektir ki, meşru çerçevede ona doğru bakıp doğru düşünebilenler bir hamlede cismaniyetlerinin karanlıklarından kurtulur, Hakk'ın güzelliklerini temaşa ufkuna yükselirler." Yüksek konuları yüksek bir edebî dille anlatan 'Beyan', Nil Yayınları arasında çıkmıştır.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.