Papa-Hoca Buluşmasında İki Önemli Nokta
Fethullah Hocaefendi ve Papa II. Jean Paul Vatikan'da bir araya geldi. Gazetelerde yer alan haberlerden anlayabildiğim kadarıyla İslam ve Hıristiyan din adamlarının diyalog buluşması, Fethullah Hocaefendi'nin önerileri doğrultusunda kısa bir sure sonra "işbirliği"ne dönüşerek ürünlerini verecek. Vatikan'daki buluşma konusunda dikkat çekmek istediğim iki husus var. Birincisi Fethullah Hocaefendi'nin Papa'ya önerileri.
1. Hıristiyanlığın uçuncu bin yılına girişi dolayısıyla Ortadoğu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi kutsal yerlere müşterek ziyaretler yapılmalı.
2. Kudüs'ün Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların hiçbir kısıtlama, hatta vize dahi olmaksızın serbestçe ziyaret edebileceği uluslararası bir bölge olarak ilan edilmesi için çalışmalar yapılmalı.
3. Üç büyük dinin liderlerinin işbirliğiyle ilki ABD'de olmak üzere muhtelif dünya başkentlerinde konferanslar düzenlenmeli.
4. Harran'da Üç büyük dinin ihtiyaçlarını temin edecek bağımsız bir üniversite kurulmalı ve Hıristiyan ve İslam dünyasıyla öğrenci değişimi sağlanmalı.
Hocaefendi'nin önerileri bunlar. Şayet bu öneriler gerçekleştirilirse, hem Üç büyük din arasındaki diyalog işbirliğiyle pekiştirilecek ve bu siki işbirliği içerisinde fanatizm boğulacak, hem de Türkiye bütün dünya dinlerinin odağı haline gelecek.
Özellikle Harran'ın Üç büyük din acısından bilim ussu haline getirilmesi projesi, dünya barısına olduğu kadar Güneydoğu'da yasadığımız sıkıntıların da önüne geçmek ve acıları "uhrevi şefkat" ile dindirmeye yol açacak muhteşem bir tekliftir ve sonuna kadar desteklenmesi gerekir.
Fethullah Hocaefendi kendisinden beklenileni yapmış ve "sadık bir şakirt" örneği vererek üstadının ruhunu şad etmiştir.
İşaret etmek istediğim ikinci nokta ise acı veriyor.
Dun sabah gazeteleri önüme çektim ve Vatikan buluşması haberlerini taradım. Hürriyet, Sabah, Milliyet, Aksam, Posta gazeteleri haberi birinci sayfadan fotoğraflı olarak vermişler ve içerde de geniş yer ayırmışlar. Hürriyet "Dinlerin Kardeşliği" baslığını kullanmış.
Zaman Gazetesi'nin "dünya Barısı İçin" baslığıyla manşetten verdiği haberi Türkiye Gazetesi, birinci sayfadan tek şutuna görmüş. Akit Gazetesi ise son sayfalara doğru "Kucaklaştılar" gibi kinayeli bir baslıkla yayınlamış. Yeni Şafak 3. sayfadan fotoğrafsız duyurmuş haberi. Milli Gazete hiç yer vermemiş. Yani Milli Gazete'ye göre böyle bir buluşma yok.
Düşünüyorum, Papa ile görüşen Fethullah Hocaefendi değil de Enver Ören olsaydı, Türkiye Gazetesi yine birinci sayfa tek şutundan mi verecekti haberi, yoksa sür manşetten mi? Milli Gazete ise, Erbakan-Papa görüşmesi söz konusu olsaydı, haberi hiç yayınlamayacak miydi?
Oysa bu gazeteler sözüm ona İslam'ı referans olarak alan misyon gazeteleridir ve bu buluşmayı istisnasız birinci sayfadan büyük görmeleri gerekir. Çünkü Fethullah Hocaefendi, Papa ile görüşmeye kendi şahsi adına gitmemiştir. İslam'ı yasayan ve yayan bir din adamı sıfatıyla Vatikan'ı ziyaret etmiştir. Ne yazık ki Hocaefendi'nin faaliyetlerini egosantrik kor bir siyasi inat uğruna dışlamak ve küçümsemek hastalığı, "ille de benim liderim yahut abım" mantığı Fethullah Hocaefendi'ye değil doğrudan İslam'a zarar vermektedir. Zaman artık hamasetle laf değil, gayretle is üretmek zamanıdır. Çünkü dünyada artık söz sahibi olacaklar için aranan tek şart yinesi is olmaktan ibarettir. Lafazanlığın hezimetini yasayan insanların lafa karni tok ama hizmete ihtiyacı var.
- tarihinde hazırlandı.