Terörist, Radikal ve Tanımları
Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu, bir gazetede "Fethullah Hoca'nın terörist tanımına girmeyeceği"ne dair Emniyet Genel Müdürlüğü'nce DGM'ye verdiği öne sürülen bir raporda yer alan bazı tanımlamalar üzerinde durmaktır. (Sabah, 18 Ekim 2000)
Habere bakılırsa, söz konusu raporda Gülen grubu "terörist" değil, "Radikal İslamcı örgüt" olarak tanımlanmış. Oysa daha önce grup "tarikat ve dini akımlar" çerçevesinde ele alınıyordu, son raporda "Radikal dinci/İslamcı gruplar" arasında değerlendirilmiş. Dosyaya eklendiği yazılan raporda "Bugüne kadar herhangi bir silahlı eylemlerine rastlanmadığı için grubun terörist İslamcı gruplar arasında değerlendirilmesi söz konusu değildir." denilmiş.
Bu rapor önemli, çünkü "terör" tanımına da bir açıklık getiriyor. Terör şöyle tanımlanıyor:
"Terör, baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasa'da belirtilen cumhuriyetin temel niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak ve yıkmak, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlere terör eylemi denilmektedir."
Tanım şiddet ve terör amaçlı eylemleri içermektedir. Belki ayrıca silah kullanımı gibi bir ibareyi de eklemek gerekirdi.
Eğer terör tanımı buysa, peki "radikal"liğin tanımı nedir?
"Radikal" olmak aslında "radikalizm" adını verdiğimiz bir düşünceye sahip olan kişi veya grupların bir tutumudur. Tıpkı demokratlık veya laiklik nasıl bir tutum ise, radikallik de bir tutumdur. Biri teorik bir varsayım, diğeri pratik bir davranış biçimi olmak üzere bu tutumun iki temel versiyonu var.
Radikal tutumun düşünce temeli, fikri, itikadi, toplumsal ve kültürel anlamda tam bir arazi temizliği yapmak ve yepyeni bir yapı inşa ederek mutlu, sorunsuz, çelişkisiz bir gelecek vaadinde bulunmaktır.
Batı'da ütopyacıların önemli bir bölümü bu niyet ve amaçlarla ütopyalar yazmışlardır. Ütopya, mevcut olana karşı bir muhalefet olarak ortaya çıkar, mevcut olanı beğenmez ve tümünü temizleyip yerine muhayyel bir gelecek inşa eder. Diğer din havzalarında olduğu gibi İslam tarihinde ve bugün İslam dünyasında da böyle düşünen insanlar vardır. Çağımızda Yeni Selefi hareket genel karakteriyle bu tanıma girer. Batı'da İslam hakkında araştırma yapanların Yeni Selefi hareketleri radikal akımlar içinde saymalarının bir sebebi budur. Kur'an ve sünnete dönüşü esas alırken, tarihte İslam adına ne konmuşsa hepsini yanlış, hatalı ve eksik bulan bu akım, geleneğe, örf ve âdetlere karşı da muhalif bir tutum içindedir. Dolayısıyla 1400 yıl yaşanmış bir tarih ve bu tarihte ortaya konmuş tecrübelerin büyük bir önemi yoktur. Tarihi miras ve toplumsal gelenek yanında sünneti de kapsam dışı bırakıp "sadece Kur'an" diye ortaya çıkan akımları ise tam olarak "fundamentalizm" olarak tanımlamak mümkün. "Kur'an'dan başka hiçbir kaynağa başvurulamaz." diyenler ile Protestan fundamentalistleri arasında bire bir benzerlik var.
Geleneği yücelten ve gelenek üzerine kapanmayı öngören akımlara ise "entegrizm" denir.
Düşünce açısından Fethullah Hoca'nın bu tanıma girdiğini söylemek mümkün değildir. Çünkü o toplumsal geleneklere, İslamî ilimlere, kültürel mirasa ve kendisinden önceki büyük alimlere bağlılık içinde olduğunu söylemekte, konuşma ve yazılarında bunlara sıkça göndermelerde bulunmaktadır.
Radikal tutumun ikinci versiyonu, tabiatı gereği "sert" olması ve "sertlikten yana" özellikler arz etmesidir. Bu, onun teorik çerçevesiyle yakından ilgilidir. Çünkü eğer tarihte yaşanan din yanlışsa, mevcut gelenekler dinin doğru anlaşılıp yaşanmasında bir engel teşkil ediyorsa, bunlara karşı hoşgörülü bir tutum içinde olunamaz. Bu zihni ve fikri yaklaşım, -demokratik ifade ve temsilin olmadığı ortamlarda- politik bir akım olarak ortaya çıktığında çoğu zaman şiddet ve teröre başvurma ihtiyacını hisseder. Bunun Mısır'da bazı önemli örnekleri olmuştur.
Sonuçta mahkemenin nasıl bir karara varacağını bilemeyiz. Bu onun bileceği bir iştir. Ama eğer tanımlar uluslararası literatüre göre yapılacaksa Fethullah Hoca'ya "şiddet ve terör" uymadığı gibi "radikallik ve radikalizm" tanımlamaları da uygun düşmüyor.
- tarihinde hazırlandı.