Yaralı Ceylan
Gurbet sen gidince gurbet oldu, sevda sana inanmak ve seni sevmekle yeni bir renge ve tada kavuştu.
Geceler sensiz şehirlerde daha bir karanlık olsa da sabah sanki seninle doğuyor güneş.
Aydınlığı peşi sıra sürükleyen diğerkâm yürek.
Eteklerinden düşenin beli bir daha doğrulamazdı ama sen onlara el uzattın ve düşlerine ortak ettin.
Kazandığın ne varsa ahretin adına, onların defterlerine döktün birer birer.
Gönlünde yeşeren gülleri ellerine uzattın kendi ellerinle,yeni güller yeşerirken sinende..
Bize gurbete inanmak düştü bir türlü inanamazken,inanmak ve gurbeti sıladan yakın bilmek.
Seni uzaktan yaşamak düştü ve yollarına gül dökerek beklemeye devam etmek.
Gidenlerin yüz binler olup dönüşünü bekleyenler gibi..
Artık sana dair korkular beslemiyoruz.
İçimizi öyle bir ferahlattın ki, sen yaşıyordun, içimizdeydin ve acı duyuyordun, yaşıyordun acıyı son damlasına kadar ve gözyaşlarınla boğuyordun talihsiz yürekleri.
Hayır estağfirullah,boğmuyor,göz yaşlarınla suluyordun kemtalih sineleri..
Ve bize isyan yakışmazdı elbet. Ama görmezden gelmek de.
İşte şimdi olanı biteni gördüğünü ve bir yerlerde öylece beklettiğini anlıyoruz ve bu içimizi genişletiyor.
Acıyı bir hissetmemek var bir de acıyla iliklerine kadar dolsan da diş sıkıp sabretmek.
Sabreden dervişin muradına erdiğini herkes bilir.
Tekkeyi bekleyenin çorbayı içtiği de malum.
Sen ve bizler sabrettik ve bekledik.
Ufkumuza doğacak ışık ve insanlığın topyekün huzura kavuşacağı şafaklar yakın olsa gerek.
Satıraraları ne müjdeler taşır; okuyabilene.
- tarihinde hazırlandı.