Darbeseverlere Verdiğimiz Kalıcı Rahatsızlıktan Dolayı Özür Dilemiyoruz

Türkiye, son birkaç yıldır çok kritik badirelerden geçiyor. Toplumun geçmişte çevrede kalan bir büyük kesiminin sisteme demokratik entegrasyonunu ve bu entegrasyon sonucu hak ettiği güç paylaşımına talip olmasını içlerine sindiremeyen çevreler, demokratik süreci inkıtaya uğratmaya matuf plan üzerine plan geliştiriyorlar. Bu kritik süreci kazasız belasız atlatmak ve demokrasiye yönelik tehditleri bertaraf etmek için şüphesiz ki herkese görev düşüyor. Bu konuda üzerlerine görev düşenlerin en başında da medya geliyor. Peki medya, bu görevi ne kadar yerine getiriyor?

Zaman Gazetesi'nin İngilizce yayınlanan kardeş gazetesi Today's Zaman, yayında olduğu yaklaşık 2,5 yıldır bu görevi gücü yettiğince yerine getirmeye çalışıyor. Bu 2,5 yıllık süreçte Hrant Dink'in katlinden Malatya misyoner cinayetlerine, cumhurbaşkanlığı seçimini çıkmaza sokmayı amaçlayan 367 sandalye zorunluluğu mucitliğinden 27 Nisan gece yarısı muhtırasına, Cumhuriyet mitinglerinden AK Parti'yi kapatma davasına, üniversitede başörtüsüne özgürlük getiren anayasal düzenlemenin anayasayı ihlal etme pahasına Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin arkasındaki motivasyondan azınlık haklarına dair tartışmalara, son döneme damgasını vuran Ergenekon soruşturmasından Kürt sorununa varıncaya kadar pek çok konuda yerli ve yabancı okuyuculara doğru haber ve derinlikli analiz/yorumlar vermeye çalışıyor.

Doğrusu bunda da son derece başarılı oluyor ve bu ülkedeki gelişmeleri yakından takip edenlerin itibar ettiği bir referans haber/bilgi kaynağı haline gelmiş bulunuyor. Bu iddiayı Türkiye ile ilgili yayınlanan akademik yayınlarda Today's Zaman'a yapılan atıfların sayısının rakiplerinden açık ara önde olması da ispatlıyor. Dinamik haberciliği, zengin yazar kadrosu ve güçlü yorum sayfalarıyla, Türkiye'deki gelişmelere at gözlüğü ile bakmayan, bu ülkede ne olup bittiğini samimi olarak öğrenmek/anlamak isteyen herkesin artık ana kaynağı haline gelmiş olan Today's Zaman, belli ki belirli bir kesimde de ciddi rahatsızlık doğuruyor. Belli kesimlerden neyi kastettiğimi gizlemeye gerek yok. Bu ülkede demokrasiyi ilelebet vesayet altında tutmayı amaçlayan sivil-askerî bürokrasi ile iş tutmuş, bu vesayeti sürdürebilmek için hukuk, kişi hak ve özgürlüklerini ihlal etmekte, demokrasiyi ve demokratik kurumları gözden çıkarmakta bir lahza olsun tereddüt etmeyen seçkinci ve muktedir bir azınlık ve bu azınlığın medyada, siyasette ve sivil toplumdaki karşılığını kastediyorum.

Diğerlerini bir yana bırakıp kendi kulvarımdan bahsedecek olursam, bu kesimin sözcülüğüne soyunan bazı medya organlarının Today's Zaman'ın bu etkinliğinden ziyadesiyle rahatsız oldukları görülüyor. Bu rahatsızlıklarının bir ifadesi olarak da Today's Zaman'ın süreç içerisinde hep doğrulanan haberlerini karalamaya, iç kamuoyuna farklı yansıtmaya özel çaba harcıyorlar. Bu konuda demokratik refleks kısırlığı herkesin malumu olan Doğan Grubu'na bağlı Milliyet Gazetesi'nin ve bu grubun güdümündeki bazı yayın organlarının gayretkeşliği gözlerden kaçmıyor.

Bugüne kadar demokrasiye ve hukuka halel getirecek her plan ve eylemi "şer" olarak tanımlamakta zerre tereddüt etmeyen/etmeyecek olan Today's Zaman'ın, objektifliği büyük itibar gören yayınlarına yönelik iç kamuoyunda yıpratma çabasına girilmesini bariz bir zavallılık ve çaresizliğin dışa vurumu olarak gördüğümü belirtmeliyim. Kendi gruplarında yer alan İngilizce gazetenin bu millet için hayatî olan haberleri gizleme, karartma çabasını eleştirmelerini tabii ki beklemiyorum. Suret-i haktan gözüküp idareten demokrat bir söylem tutturup hemen akabinde demokrasi ve hukuka kasteden planlara destek üstüne destek çıkan yaklaşımlarını kritize etmelerini de beklemiyorum. Ama biraz insaf, biraz dürüstlük ve daha düzeyli bir meslekî kıskançlık beklemeyi sanırım hak ediyorum.

Odatv.com denen web sitesinin haber başlıklarımızın berbat bir tercümesiyle kotardığı tuhaf haberden bahsetmeye bile değmez. Ancak iyi bir okuyucumuz olduklarından artık şüphe duymadığım Milliyet Gazetesi'nin buram buram jurnalleme kokan ihbar haberini not etmek gerekir. Çünkü Milliyet, Today's Zaman'ı dinamik kesimlere müzevirleme işine sadakatle sahip çıkıyor. Milliyet, cuma günü, gazetemizle ilgili haberinde aynen şunları söylüyordu: "... İngilizce yayımlanan "Today's Zaman" gazetesi, son olarak patlak veren belge skandalında, andıcın Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hazırlandığı tezine daha çok itibar ediyor. Today's Zaman, attığı başlıklarda bu konuda asgari bir şüphe payı bile bırakmayıp doğrudan TSK'yı suçluyor, hatta bu kurumla ilgili olarak ağır nitelemelerde bulunuyor. Gazetenin, skandalın patlak vermesinden hemen sonra 13 Haziran tarihinde bu konuda geçtiği haber, "Ordunun AK Parti ve Gülen hakkındaki şer planı açığa çıkartıldı" başlığını taşıyordu. (Military's Evil Plot against the AK Party, Gülen Exposed)... Today's Zaman, DP kongresinde de Hüsamettin Cindoruk'un terör örgütü Ergenekon'un adayı olduğunu yazmıştı."

Cindoruk haberinin Milliyet'in aktardığından çok daha nüanse edilmiş bir haber olduğunu belirttikten sonra, "AK Parti ve Gülen'i bitirme planı" olarak bilinen şer planının gerçekliğine dair şüphelerimizin izale olması şöyle dursun, her geçen gün daha da güçlendiğini söyleyebilirim. Bu arada, hazır eli değmişken Milliyet'in sürekli müzevirlediği Today's Zaman'a ne yapması gerektiğini de söylemesini beklerdim. Mesela Milliyet, kendilerini örnek almamızı tavsiye edebilirdi. Yani darbe girişimlerini, masum insanlara suç isnat etmeye matuf entrikaları görmezden gelmemizi, üstünü örtme, karartma, yokmuş gibi davranma ya da daha baştan yalan olduğunu savunmayı önerebilirdi.

Dünkü Taraf gazetesinde Ahmet Altan'dan bir alıntıyla bitirmek istiyorum: "Şu son belge olayından sonra gazetelere bakıyorum, televizyonları izliyorum. Ve, "bizim paşalar gene de kibar insanlarmış" diyorum. Böyle medyayı bulduktan sonra değil kırk senede dört darbe, ben paşa olsam her ay bir darbe yapardım. Ortada, bir "darbe" planı var. Bazıları bu planın arkasında ne olduğunu anlamaya çalışmak yerine meselenin üstünü örtmeye, bunu beceremezlerse akılları karıştırmaya uğraşıyorlar."

Ben Altan'ın Today's Zaman'dan bahsetmediğinden eminim. Peki Sedat Ergin, yönettiği Milliyet'i kastetmediğinden emin olabiliyor mu?

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.