Eğitime Abant Ruhu

Türkiye'nin sorunlarını cesaretle ve aydın özeniyle ele alan Abant Platformu, eğitimdeki yeni arayışları Erzurum'da tartıştı.

Sonuç bildirisi bugün açıklanıyor. Bildiriler pek çok farklı fikri taşıyan aydınların mutabakat metinleri halinde çıkıyor. Karşılıklı atılan adımlarla ortak görüşlere varılıyor. Abant'ın başka faydası olmasa bile hür düşünme ve bunları seslendirebilme imkanı sunması yeter. Uzlaşma metinleriyle sonuçlanması ve bütün tartışmaların kitaba dönüşmesi ayrıca dikkate değer. Zira somut teklifler sunmayan sonuçsuz tartışmalar, bu tür platformların gerekliliğini tartışılır kılıyor.

Bu yılki tartışmalara mesleki eğitim tartışmaları damgasını vurdu desek abartı olmaz. Fakat kamuoyunda tartışıldığı gibi siyasi boyutu değil, teknik ve ekonomik yönleri ağırlıklıydı. Sektörlerin işin içine çekilmesiyle hem finansman sorunu çözülebilir, hem de mezunların istihdamı sağlanır. İstihdam garantisi okulları cazibe merkezi haline getirebilir. Askerlikle ilgili bir ara formül de eklenirse, mesleki teknik eğitimin önündeki engeller kalkabilir. Engel demişken imam hatip liselerini cezalandırmak için getirilen ve bütün meslek eğitimini sekteye uğratan katsayı adaletsizliğini de belirtmeliyiz.

Meslek yüksekokulları yaranın kangren belirtileri gösteren kısmı. 640 MYO'dan sadece 38'inin kabul edilebilir düzeyde eğitim vermesi, kalanların meslek liselerinden daha düşük seviyede olması vahim manzarayı özetliyor. Meslek liselerine 'iliştirilmiş' yüksekokullar bile var.

Anadolu liselerinin ortaokullarının kaldırılması bu yolla iyi eğitim alma fırsatı yakalayabilen kırsal kesim çocuklarına darbe vurdu. İlkokuldaki akranlarıyla arasındaki farkı zekasını kullanarak kapatabilen kırsal kesim çocukları, birleştirilmiş sınıflarda veya taşımalı çilesi altında köreltilen zekalarıyla önümüzde duruyor. Fırsat eşitliği bir yana kendi insan kaynağını böylesine çarçur eden başka ülke yoktur. 'Haydi kızlar okula' kampanyasıyla 800 bin çocuğu çağırdığımız eğitim yuvalarının durumu iç açıcı değil. 200 ile 300 bin arasında olduğu tahmin edilen erkek çocuklarının temel eğitim kapsamına alınamadığı da kayıtlara geçirilmeli.

Uzmanların ağzından dinlediğimizde hayretler içinde kaldığımız birçok bilgi oldu. Mesela devlet burs ve barınma imkanları vererek eski Sovyet cumhuriyetlerinden öğrenci getiriyor. Ama YÖK o ülkelerin üniversitelerini denk kabul etmediği için, bizim üniversitelerimiz de orada denklik alamıyor. O kadar masrafı boşuna yapıyoruz. Kendi girişimcilerimizin açtığı üniversiteler de bu uygulamadan nasibini aldığından bindiğimiz dalı kesiyoruz. Dünya Bankası ve Avrupa Birliği fonlarını kullanabilecek projeler üretemediğimizden bazı durumlarda faiz ödemek zorunda kalıyoruz. Listeyi uzatabiliriz.

Eğitim bir istihdam aracı mıdır? Her eğitim işle sonuçlanmalı mıdır? İstihdamla sonuçlanmayan eğitim başarısız mıdır? Okul öncesi eğitimdeki ihmalin ve öğrencileri üniversite önüne yığan sistemin sosyal ve ekonomik faturası benzeri konu başlıkları tartışıldı.

İlginç tespitler de vardı. Bunlardan biri "Seçim üniversiteye fitne soktu, akademik camiayı rektörün taraftarları ve rakipleri şeklinde böldü." iddiasıydı. Eski Bakan Mehmet Sağlam'ın 'YÖK Başkanlığı'ndan ayrılıp siyasete girmem hataydı." itirafı da kayıtlara geçti.

Erzurum, misafirlerini çok güzel ağırladı. Kelimenin tam anlamıyla tadı ağızlarda kaldı. Hem resmi erkan hem de bütün sivil toplum örgütleri seferber olmuştu. Güneşi balçıkla sıvamaya kalkanlar yine kıskançlık ve fitneleriyle baş başa kaldı.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.