Küresel Barışa Katkılarıyla: Gülen Hareketi

1960’lı yıllarda başlayan ve yarım asrı bulan bir eğitim hamlesi, yerelden evrensele uzanan bir çizgide, artık dünyanın dört bir yanına yayılmış durumda. Eğitim gönüllülerinin başlattığı bu hamle, sulh ve sükûnet adına insanlığa önemli katkılarda bulunuyor.

Fethullah Gülen ve onun adıyla özdeş hale gelen hareketin onca yıllık bir aktivizmin ardından bilim dünyası ve akademia'nın ilgi odağı olması şaşırtıcı olmamalı. Özellikle 2000'li yıllara gelindiğinde aydınlar, bilim adamları ve entelektüeller Gülen ve adıyla anılan hareketi mercek altına almaya başladılar. Hem yurt içinde hem yurt dışında bilimsel çalışmalarına konu yaptılar. Üniversitelerde tezler hazırlandı. Yurt içindeki üniversitelerde öncelikle sosyoloji kürsülerinin dikkatini çekti, araştırmalara konu oldu. Ardından ilahiyat fakülteleri, iletişim fakülteleri ve üniversitelerin uluslararası ilişkiler bölümleri konuyu ayrıntılı inceleyen bilim kuruluşları oldu.

Öte yandan yabancı ilim adamları da konuya eğildiler. Özellikle John Espozito, Sidney Grifft, Dale F. Eickelman, Henri Barkey gibi dünyaca tanınmış bilim adamları Gülen ve hareketi üzerine araştırmalar yaptılar. Bu isimlerle başlayan çığır hızla büyüdü. Amerika'nın pek çok saygın üniversitesinde üst üste bilimsel toplantılar yapıldı. Ardından İngiltere, Hollanda, Avustralya üniversiteleri konuyu ele alma gereği duydular. Rus bilim adamlarının konuya ilgisini ise burada özellikle belirtmek gerekiyor.

Kısacası bilimsel makaleler ile başlayan bu akademik mercek altına alma bilimsel toplantılar, sempozyumlar ve kitaplarla devam etti, ediyor.

Yayın dünyasında ise her geçen gün yeni bir kitap çıkıyor bu konuda. "Küresel Barışa Katkılarıyla Gülen Hareketi" isimli kitap İngilizce versiyonun ardından Türk okuruyla buluştu. Ufuk Kitap bünyesinde kurulan "Gülen Hareketi Araştırmaları" kapsamında çıkan kitabın editörlerinden biri Amerikalı diğeri Türk: Robert A. Hunt ve Yüksel A. Aslandoğan.

Kitabı değerli kılan bir diğer özellik üniversiteye mensubiyeti. 2005 - 2006 yılların arasında Rice ve Dallas Üniversiteleri'nde gerçekleştirilen "Günümüz Dünyasında İslâm: Düşünce ve Aksiyonda Gülen Hareketi" başlıklı bilimsel toplantılarda sunulan tebliğ ve sunumlardan meydana geliyor eser.

Kitapta yer alan makaleleri iki gurupta ele almak mümkün: Bunlardan bir bölümü alan araştırmaları kapsamına girecek türden. Diğer bölüm ise daha çok kavram çalışmalarına yönelik. Alan çalışması sayılabilecek makaleler önemli analizler içeriyor; "Gülen Hareketi ve Almanya'daki Türklerin entegrasyonu", "Kadınlar ve Hakları: Fethullah Gülen'in Laydi Montagu'nun Osmanlı İmparatorluğuna "Elçi" Oluşu Konusundaki Yorumu", "Hostunda İz Bırakma: Kadınlar ve Gülen Hareketi Hakkındaki Sorulara Cevaplar" ya da "Ulema Geleneğinin Son Islahatçısı" başlıklı tebliğler bu çerçevede ele alınabilir. Ali Bulaç'ın çizmeye çalıştığı alim portresi de aslında bir anlamda alan çalışması olarak kabul edilebilir: "Ulema Geleneğinin Son Islahatçısı: Fethullah Gülen" Kitapta makalesi bulunan Jill İrvine ve Anna J. Stephenson'dan biri siyaset bilimci diğeri antropolog. Ancak kitaptaki ortak yönleri; birinin Almanya üzerinde diğerinin Amerika üzerinde Gülen hareketi merkezli sosyolojik bir alan çalışması yapıyor olmaları. İrvine makalesinde özellikle Almanya'da yaşayan Türklerin entegrasyonu sorunu ve bu çerçevede Gülen hareketinin buna olumlu katkılarını irdeliyor. Stephenson ise ABD'nin Houston bölgesinde yaşayan ve Gülen'in fikirlerinden ilham alan Türk kadınlarının yaşam öykülerinden hareketle analitik bir araştırmanın gerekliliği olan sosyal sorunlar hakkında önemli bulgular sunuyor.

Farklı bir tarzda olsa da Bernadette Andrea da kısmen alan çalışması sayılabilir. 200 yıl geriye giderek Osmanlı döneminde yaşamış bir kadının Osmanlı kadınlarının hakları ve rollerine ilişkin bir çok ilginç gözlem yapmış ve gözlemlerini İngiltere'de kadınlar için daha fazla hak kazanma mücadelesine temel olarak kendi ülkesine taşıyan Layd Montegu'nun izlenimlerinden hareketle Gülen hareketi üzerine analitik bir deneme yapıyor.

Ali Bulaç'ın konuya yaklaşımı daha çok entelektüel boyutu olan Müslüman bir "alim" perspektifindendir. Gülen'in özellikle temel İslami ilimlere vukufiyeti bu güne kadar pek üzerinde durulmamış bir husus olup, onun "alim" portresi bundan böyle ayrıntılı ele alınmayı ve incelenmeyi hak etmektedir. Bulaç Gülen'in klasik ulema geleneğinin modern dünyadaki son temsilcilerinden biri olduğu tespitinden hareketle önemli tespitler sunuyor. İmam-ı Azam'dan bugüne uzanan çizgide Gülen'in bu geleneğin son temsilcilerinden biri oluşu vurgusu dikkat çekici özellikler yaşamaktadır..

İkinci gurup makaleler ise bazı kavramlar üzerinden Gülen hareketine bakışı analiz ediyor: Sykiainen "demokrasi" kavramı üzerinden Gülen'in fikirlerini tahlil ediyor. Muhammed Çetin ise daha çok Gülen'in "eğitim felsefesi" kavramı üzerinde yoğunlaşmış. İsmail Albayrak ise "şiddet" ya da "terör" kavramı üzerinden Gülen'in düşüncelerini inceliyor. Mustafa Gökçek ise "tasavvuf" kavramını ele alıyor.

Demokrasi kavramı özellikle son bir iki asırdır oldukça önem kazandı. Bu çerçevede bir Rus akademisyenin "Gülen'de demokrasi kavramı"na ilişkin analizi ayrı bir önem taşımaktadır. Sykiainen, bu makalesinde Gülen'i, İslami siyaset teorisinin esnekliği ve demokratik prensiplerle uyumluluğuna dikkat çeken alimler arasında mütalaa etmesi önemlidir. Din adamları sınıfına karşı duruşunun, laik ve dini değerler ve fikirlerin aynı toplumda barış içinde bir arada yaşayabileceğine olan inancın altını çizmektedir. Bu çerçevede yazara göre Gülen'in özellikle eserlerinde sıklıkla kullandığı "şura" kavramının demokrasiyle ilişkilendirilmesi önemli özellikler taşımaktadır.

Muhammed Çetin'in makalesinde özellikle Gülen'in eğitim kavramına yüklediği misyon ele alınmakta ve bir anlamda onun eğitim felsefesi değerlendirilmektedir. Bu makalede Gülen'in eğitim anlayışının empati kurmakla doğrudan ilişkilendirilmesi önemli bir tespit olarak öne çıkıyor.

Bir kavram olarak her insanı irite eden şiddet ya da terör tüm insanlığın ortak derdi. Modern dünya intihar eylemleri karşısında aciz kalmış durumda. İsmail Albayrak, küresel terör felaketini yenmede temel oluşturma açısından Gülen'in terör ve şiddet konusundaki yaklaşımını geniş bir şekilde ortaya koyuyor.

Yine bir kavram olarak ele alınan "tasavvuf", Mustafa Gökçek'in belirttiği gibi, Gülen'in yaşam biçimini şekillendiren olgulardan biridir. Ancak bir disiplin olarak Gülen'in "tasavvuf"a yüklediği anlam bu makalede ayrıntılı olarak ele alınmış. Bu makaleden anlaşıldığına göre Gülen Müslüman toplumların manevi dinamiklerini yeniden uyandıran unsurlardan biri olarak "tasavvuf"u görüyor. Kısacası birbirinden önemli makalelerden oluşan bu kitabı bir bütün olarak okumak konuyu anlamanın en kestirme yolu.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.