Uykunuzu Bölmeye Bile Değmez

Çok uzun bir aradan sonra geçenlerde gece yarısından önce uyumuşum. Ürperti veren bir telefon sesiyle uyandım. Telefonun öbür ucunda bizim Ahmet Ayhan, Yorum'un editörü.

'Hayırdır inşallah' demeye fırsat kalmadı; Ahmet, her zamanki kibarlığı ile 'Televizyonun birinde adamın biri çok ağır şeyler konuşuyor.' dedi. Bu memlekette ne konuşulduğundan çok, kimin konuştuğuna önem verenlerdenim. 'Kimmiş konuşan?' dedim.

Meğer konuşmacı, eski Maocu bir adammış. 'Boş ver Ahmet'çiğim, gecenin bu saatinde Apo'nun eski arkadaşlarını dinleyeceğime uyurum daha iyi.' dedim ve gerçekten de gidip yattım. Bir güzel uyumuşum. Duyarsız olduğumu sanmayın lütfen. Tam aksine, ben de sizin gibi göstere göstere yapılan haksızlıklara isyan ediyorum. Ancak şu da bir gerçek ki zeka özürlü komploculara verilecek en iyi cevap onları kaale almamaktır. Keşke bu adamları bir yalan makinesine oturtmak mümkün olsa da ne mal oldukları daha iyi anlaşılabilse...

'Yalan makinesine ne gerek var, adamlar yıllardır seçime giriyor daha bir kerecik olsun yüzdelik dilime bile giremediler' dediğinizi duyar gibiyim. Yerden göğe kadar haklısınız. 3 Kasım seçimleri öncesini hatırlayın. Adam televizyonlardan gümbür gümbür bağırıyor 'Barajı aşıyoruz, iktidara yürüyoruz.' diyordu. Üstelik üst perdeden bir ses tonuyla 'Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptırdığı ankette biz barajın çok üstündeyiz.' demeyi de ihmal etmiyordu. Güya Türk ordusu bunların arkasındaymış havası veriyordu. Ya birileri bu garibanları işletiyordu; ya da o, halkı işlettiğini sanıyordu. Sandıklar açıldıkça utanır sandınız bu adamları değil mi? Ne gezer! Senaryo hazır, palavra bol, bahane çok...

Arkadaşlardan öğrendim ki uykumu feda etmediğim programda beyefendi coştukça coşmuş. Önce yerel seçimlerde uğrayacağı hezimetin acısıyla feryad ü figan etmiş, ardından da 'Fethullah Gülen gelecek, havaalanı binlerce insanla dolup taşacak, asker halka silah kullanamayacak...' gibi ipe sapa gelmez laflar etmiş. Bu kaçıncı hezeyan senaryosu?..

Sonra Sayın Gülen gelse ne olur, onun yurda dönmesi sana niye dert oluyor? Ünlü eylemciyi dinleyince sanırsınız ki Hocaefendi'nin Türkiye'ye gelmesinde hukuki bir problem var. Dilediği anda gelebilir Hocaefendi, buna engel var mı? Adam Bekaa vadilerinde gerillacılık oynadığı günleri unutmuş, kendini Aksak Timur sanıyor, Anadolu sathında dehşet saçmak istiyor...

Cesarete bakın hele! Düne kadar Mehmetçik'e gözünü kırpmadan kurşun sıkan örgütlerin liderleri arasında ismin geçsin, sonra kalk asker üzerine hamaset yap. Düne kadar ülkücü gençlerin resim ve isimlerini örgüt gazetesinde neşret, ardından o delikanlılar birer birer insan avcılarının hedefi olsun; sonra ulusalcılık diye bir efsane çıkar ve bazı vatanperver insanların duygularını sömür!

Hayatı bir maskeli balo lüksü içinde yaşayanlara gülüp geçmek gerekiyor belki de. Ne var ki bazen insan tereddüde düşüyor: Ya tarihi sorumluluk taşıyan birileri de kime servis yaptığı anlaşılamamış bu tür fikir dansözlerine rağbet ediyorsa? Vay memleketin haline!

Malum konuşmacının hezeyanlarından çok, onu stüdyoya çağırarak körebe oynayan meslektaşıma gönül koydum. Yakıştı mı canım kardeşim!

Dün çok değer verdiğim bir gazete yöneticisi aradı. Laf lafı açınca 'Pazartesi yazını okudum, bir program yapımcısına çok kızmışsın, haklısın; ancak aldırış etme, değmez.' dedi. Düşündüm, hak verdim.

Gerçekten de değmez. Belki arada bir kendine ve topluma saygısı kalmamış hokkabazlara -bu yazıda olduğu gibi- küçük hatırlatmalar yapılabilir; ancak inanın, uykunuzu bölmeye bile değmez. Görmüyor musunuz adamların paçalarından husumet ve cehalet damlıyor?

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.