Afrika'daki Türk Okulları ve Gönüllü Elçiler
Afrika seyahatinde bir kez daha öğrendim ki eğitim ve öğretimin ne kadar şerefli, lezzetli bir şey olduğunu..
Yanında bulunan Hilal isminde bir sahabeye Peygamberimiz "kalemin var mı?" diye sormuş, Yok cevabını alınca da, "Kalemsiz olmaz ey Hilâl!" buyurmuş ve şöyle devam etmiştir.
"Çünkü iyilik ondadır. Kıyamete kadar da ona ehil olanlar çıkacak. İnsanlar kalemle ilerleyecekler!"
Konuyu dokuz saat uçak yolculuğunun ardından gidip gezip gördüğümüz siyah insanların yaşam mücadelesi verdiği Afrika kıtasındaki tezatlı yaşama getirmek istiyorum.
Nilüfer Eğitim Kurumları'nın organizasyonuyla, işadamlarının da yeraldığı bir grup gazeteci arkadaşla, Tanzaya'da bugün Türk bayrağının dalgalanmasını, istiklal marşının okumasını sağlayan, siyah kıtada gönüllü elçiler yetiştiren, Türk öğretmenlerin kurduğu Feza Okulları'nın mezuniyet törenine katıldık.
İnanılmaz bir atmosfer yaşandı bu törende.
Hint Okyanusu'nun kıyısındaki Afrika ülkesi, Tanzanya'nın başkenti Dar es Salaam'da bulunan Türk okullarının mezuniyet töreninde bir kez daha gördüm ki inanan insanların yapamayacağı hiç bir şey yok. Etkilenmedim desem yalan olur..
Dünyanın bir ucundan kalkıp dokuz saat uçak yolculuğunun ardından yoksulluğun tezatlığın kol gezdiği bir ülkeye giden beyaz insanlar, Türkce eğitim verip mezun ettikleri Tanzanyalı siyahi çocukları birer kültür elcisi olarak yetiştiriyorlar.
Başarılı da olmuşlar. (Tanzanya savunma bakanı (Hüseyin Mwinyi de bu okullardan mezun)
Herkesin kafasında bazı soru işaretleri olabilir, ama ben şunu ifade etmek istiyorum. Tanzanya'da ya da ziyaret ettiğimiz diğer ada Cumhuriyeti Zanzibar'da Türk Bayrağının dalgalanmasının, istiklal marşının okunması, ya da orada yıllarca Avrupalılar tarafından sömürülen insanlara Türkçe dil ile birlikte kültürümüzün öğretilmesinin kime ne zararı olabilir..
Burada çalışan Türk öğretmenlerle sohbet ediyoruz. Hepsi seçkin üniversitelerden mezun. ODTÜ, Boğaziçi, Hacettepe gibi..
Neden buradasınız; ya da neden daha iyi şartlarda başka yerlerde çalışmayı denemediniz?
Cevap hepsinde aynı; Hedefimiz var.. Bizler İnsana hizmet etmeyi kendimize şiar edindik.. İnsana hizmet Allaha hizmettir.. İçimizdeki bu sevgi bizi buralara taşıdı..
Hicret ettik diyorlar.. Beyaz adamların hepsi hayatından memnun, yaşadıkları sıkıntıları ise görmezden geliyorlar.. Muhabbet derinleştikçe hepsinin ayrı bir öyküsü çıkıyor ortaya..
Bir öğretmenin anlattığı hikayeyi paylaşmak istiyorum..
Adamın biri suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür. Onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu sokar. Adam tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar. Yakınlardaki başka birisi ona, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler. Ama adam söyle der: "Sokmak akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek var. Neden sokmak akrebin doğasında var diye kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?"
İnanca bak demek geliyor içimden.
Evet sevmek ne kadar önemli değil mi?
Belki bizden birileri de bundan ders çıkarır..
Afrika gezsi ile birlikte bir kez daha anladım ki gençlik deneyimlerimin içine sıkışmış düşüncelerimde hep insanın kalıtsal olarak soyaçekimden getirdiği özellikleri küçümsemiştim. Şimdi ise her şeyin eğitim ve kültür ekseninde inançla, sevgiyle şekillendiğini teyit ettim.
Ama hayatın "olgun ve de durgun" sularında yüzmeye başlayınca insanın çıplak gerçeğiyle karşılaştım ve insanın doğuştan kalıtsal olarak getirdiği özelliklerinin de belirleyici yanını keşfettim.
Yaradılış özelliğimiz olarak bizlere doğuştan verilen bu özellikler insanın hayata bakış açısını ortaya koyuyor. Yani herkes kendinde var olanı yansıtıyor. Eğitim ve kültür bir noktaya kadar insanı biçimlendirebiliyor, ondan sonrası kesinlikle eğitimin ulaşamayacağı bir alanda cereyan ediyor. Dünya'nın hiçbir yerinde karşılığı olmayan tek sihirli kelime Gönül, Gönül, Gönül...
Bu sözü çok severim...
Aman, okumayla, bilgiyle ve ilimle süslediğimiz bu hayatımızda doğuştan getirdiğimiz bir nadide özelliğimiz olan sevmekten asla vazgeçmeyelim.
Etrafımızdaki insanlar bizi bir akrep gibi soksalar da...
- tarihinde hazırlandı.