Gülen Hareketi Almanya İçin Şüphesiz Bir Fırsattır!

İslam'ın ve Müslümanların topyekün hakarete maruz kaldığı günümüzde, bunu fırsat bilerek Gönüllüler Hareketine zarar vermeye çalışanların mumu yatsı olmadan söndü. Stuttgarter Zeitung'un bir haberi ile başlayan lekeleme kampanyası Baden Württemberg Eyaletinde verilen bir önerge ile devam etmişti. Eyaletin önergeye cevabı çok hızlı ve net geldi: Fethullah Gülen ile alâkalı hiçbir problem yok!

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ticaret merkezinin ikiz kulelerine yapılan ve tarihe 11 Eylül olarak kaydı düşülen saldırılardan sonra sadece Amerika'da değil bütün dünyada İslam'a ve Müslümanlara karşı kimileri düşmanlık duygularını artırırken, kimilerinin de İslam'a karşı korkuları arttı. Almanya'da bundan nasibini almıştı ve almaya devam etmekte. Bu korkular İslam düşmanları ve şan şöhret peşinde olanlar için bir fırsat teşkil ediyor. Sarrazin'in kitabı ve Necla Kelek gibi önyargılı kişilerin çalışmaları da aslında bunu gösteriyor. İslam'a veya Müslümanlara söz, yazı veya fikir kırıntısı olmayan ucuz karikatürlerle hakaret edip bu yoldan nemalanmak bu kişilerin ortak özelliği.

Bundan dolayıdır ki samimi, her türlü şiddete açıkça karşı çıkan ve net beyanlarıyla ortaya koyan ve ötekini kendi konumunda olduğu gibi kabul eden demokrat Müslümanlar da bu kampanyalardan nasibini alıyor. Bunların en başında Gülen Hareketinin gönüllüleri ve Fethullah Gülen yer almakta.

Geçtiğimiz ay bazı art niyetli gazetecilerin tek taraflı olmasının yanı sıra, aynı zamanda kasıtlı ve hatalı bilgilendirmesiyle, Baden Württemberg eyalet meclisinden bir SPD'li milletvekili Gönüllüler Hareketine karşı gensoru önergesi verdi. Önergedeki suçlayıcı ifadelerin daha önce bir çok kez tekrarlanan ve yanlışlığı onlarca kez ortaya konmuş iddiaların bir benzeri olması, yerin Stuttgart olması önergeyi verenin bir saygıdeğer milletvekili olmasına karşılık, fikrin kaynağının yine aynı kişiler olduğunu gösteriyordu. Biz sayın milletvekilinden bu kişilere "Suçladığınız kişiler gecesini gündüzüne katıp Almanya için çalışıyorlar ve bunu yaparken ceplerinden de para harcıyorlar, siz bugüne kadar Almanya için ne yaptınız?" diye sormasını beklerdik. Aslında bu soruya da gerek yok. Sorgusuz akmakta olan nemaların kesilmeye başlaması ve kesilme ihtimalinin ortaya çıkmasıyla saldırganlaşan bu kişilerin giderek marjinalleşmesi, toplum tarafından da tasvip edilmediklerinin bir göstergesi değil mi?

Sonuçta ne oldu. Her zaman olan oldu. Alman adaleti ve hakkaniyeti tecelli etti. Baden-Württemberg Eyaleti gensoruyu net bir şekilde cevaplayarak, Fethullah Gülen ve Gönüllüler Hareketi ile alakalı hiçbir problemin olmadığını ifade ettiler. Zaten bunun dışında başka bir karar da beklemiyordum aslında.

Gülen Hareketi'nin adeta küreselleştiği ve akademik araştırmalara sıklıkla konu edildiği bugünlerde, Gülen ile ilgili yapılan her akademik çalışma, onun doğru anlaşılmasına önemli bir katkıdır. Özellikle kendisinin hoşgörü konusunda örnek olarak gösterilmesi, onun tüm dünyada medeniyetler arası, milletlerarası, dinler arası ve toplumlararası ilişkilerde hoşgörünün sembolü olarak takdim edilmesi, kendisinin önemli bir aktör olmasını sağlamış durumda.

Bu araştırmalar Gülen Hareketi'nin teröre, kültürel yabancılaşmaya, iç çatışmalara, din temelli anlaşmazlıklara ve bireylerin iç huzursuzluğuna ne denli etkili bir yol çizdiğini anlatıyor. Görülen acı gerçek şu ki, dünyanın dertlerine çare olan bu hareket art niyetli insanlar tarafından hala suçlanıyor ve iftira ve yalanlarla yanlış tanıtılıyor. Bu özellikle belli bir zihniyete sahip Türk asıllı siyasetçi, yerel meclis üyeleri, Türk toplumu temsilcileri, bazı dernekçi ve gazeteciler için geçerli. Burada Türk toplumunun onları iyi tanımasından ve onların da kendilerini bildiğini düşündüğümden isimlerini vermeden geçiyorum. Malumu ilam etmeye gerek yok yani...

Bunlar genel olarak hep aynı meselelere değinip bu gönüllüler hareketini kötülemeye ve yapılan eğitim ve diyalog faaliyetlerini karalamaya çalışıyorlar. Münih'te yapılan sempozyumda bir Alman bayan akademisyen tarafından beliğ bir şekilde ifade edilen "karşı iddiaların hepsi siyasi, bilimsel bir tezi olan varsa getirin konuşturalım" sözleri bu kişileri en çok çıldırtan hususların başında geliyor. Çünkü itham ve iftira konusunda sınır tanımayan bu nemabazlar, gönüllüler hareketini bilimsel olarak araştıran Almanlar'ın lehte beyanları karşısında iyice deliye dönüp, tereciye tere satarcasına bu kez Almanları bile suçlamaya, karalamaya kalkabiliyorlar. Ben burada bu nemabazlara şunu sormak istiyorum: Hareketi bilimsel araştıran, bazı yönlerini öven, bazılarını ise tenkid eden bir akademisyene niçin iftiralarda bulunup yıpratmaya çalışıyorsunuz? Bu hangi ahlaka yakışıyor?

Bu kişiler tarafından ortaya atılan iddialar Türkiye'de onlarca kez ısıtılıp sofraya konmasına karşılık kimsenin yemediği temcit pilavının aynısı olmanın ötesine geçemiyor. Fethullah Gülen hakkındaki birinci yanılgı 'Laik devleti yıkarak yerine şeriat esaslarına göre devlet kurma' iddiasıdır. Bu ise "Demokrasiden dönülmez" sözünü tepkilere karşın yıllardır en küçük bir geri adım atmadan savunan Hocaefendi'nin hiçbir sohbetinde veya gündeminde yer almamıştır. Almanya'da ve dünyada yerel inisiyatiflerle açılan okullar yerel müfredata dayalı kaliteli eğitim vermektedirler. Birçok okulda din dersi bile verilmiyor. Her din ve ırktan insana açıklar. Tek amaç ise dünyaya barış ve huzur getiren bir neslin yetişmesi. Rüşvet yemeyen, düzenbaz olmayan, yalan söylemeyen, saygılı ve hoşgörülü bir nesil. Yani Hocaefendinin ifadesiyle bir altın nesil.

Okulların parasının nereden geldiği ve kendilerini nasıl finanse ettikleri de sıkca sorulan sorular arasında bulunuyor. Bu okullara bu kadar destek olan Almanya'da iş kurmuş, şirket açmış ve eğitime önem veren iş adamlarını ve akademisyenleri göremiyorlar veya daha doğrusu görmek istemiyorlar. Karşılıksız teşvik almaya alışmış bu kişilerin, hiç bir karşılık beklemeden bir kuruma bir kişinin yardım edebileceğini akıllarının almaması kadar da doğal bir şey yok asılında. Önergeyi veren sayın milletvekili bu kişilere "bugüne kadar sizin karşılıksız yardımda bulunduğunuz herhangi bir kurum var mı?" sorusunu sorsa, alacağı cevap bizim haklılığımızı ortaya çıkaracaktır.

Eğitim alanında çağdaş teknolojiyi en iyi şekilde kullanan birer bilim yuvası haline gelecek okullar açmak ve bu yolla toplumu ve insanı eğitmek, içine kapanık Türk toplumunu çevresi ile ilgilenir hale getirmek, bilgi kalitesini arttırmak ve hatta bunun için maddi harcamada bulunmaya teşvik etmek Almanya'da yaşayan her vatandaşın bu ülkeye verebileceği en önemli katkıdır. İnsanların bir araya gelmeleri, birbirlerini tanımaları için diyalog merkezleri kurmak ve faaliyetler yürütmek dünya barışı ve birlikte yaşam çok önemli bir hizmettir.

Gönüllüler hareketinin vesile olduğu projelere birileri elbette karşı çıkabilir. Herkes bu konuda ifade özgürlüğünü kullanabilir. Fakat aleyhte tek taraflı konferanslar yaparak ve bazı Alman gazetelerin ve parlamenterlerin iyi niyetini suiistimal ederek yalan yanlış bilgilerle bir yerlere varmaya çalışmanın "kötü söz sahibini bulur" sözünden hareketle neticede iddia sahibini kötü duruma düşüreceği açıktır. Benim doğup büyüdüğüm ülke Almanya. Ruhr kenarında küçücük, okula giden yolun kırmızı kalplerle tarif edildiği bir köyde büyüdüm. Bütün arkadaşlarım hep Almandı. Çok samimi ve hala devam eden dostluklarım var. Demek istediğim şu ki, Almanları çok iyi tanıyorum. Bu insanlar Gönüllüler Hareketini samimiyetini görüyor ve görecek.

Bu kapsamda bazı zihniyetlerin Fethullah Gülen Hocaefendi'yi, "Müslüman terörist, terörist de müslüman" olamaz net sözüne rağmen, adeta bir terör örgütü lideri gibi Almanlara lanse etmeye çalışmasının toplum katında bir değer ifade etmediği açıktır.

Eğitim gönüllüleri Almanya ve tüm insanlığa bilgi ve eğitim seferberliği yapıyor. Fethullah Gülen; İslam ve Bilim, İslam ve Modernizm ve İslam ve Demokrasinin birbirleriyle çelişkili olmadığını savunan aynı zamanda teröre ve şiddete karşı en net tavrı ortaya koyan bir düşünürdür. Ben Almanya'nın ünlü ve değerli gazetecisi Reiner Hermann gibi düşünüyor ve bu hareketin Almanya'da da aktif olmasının bu ülke için gelecek günlerde hem ekonomik, hem ahlaki hem de felsefi bağlamda çok önemli açılımlara vesile olacağını düşünüyorum.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.