Uzakta, Bir Yerlerde...
Fethullah Gülen Hocaefendi epeydir ABD'de yaşıyor. O burada diye, sevenleri ve eserlerinden etkilenen pek çok insan da Amerika'ya yolunu düşürmüş durumda. Zaten Teksas eyaleti ve çevresinde, çoğu öğrenci ve öğretim üyesi olmak üzere, bayağı kalabalık bir Türk varlığı var. İşadamları ve profesyonel yönetici konumda olanlar da az değil. Bu insanlar, bulundukları çevrelerin aktif birer unsuru olma gayretindeler.
Amerikalıların, hele 11 Eylül sonrasında dikkatleri İslâm Dünyası'na çevrilmiş iken, etraflarında yeni görmeye başladıkları bu insanları ve onları motive eden fikirleri merak etmeleri doğal. Aynı merakı, bir ihtimal benzer sebeplerle, başka ülkeler de duyuyor. Toplantıya sunulan tebliğlerin çeşitlilik ve niteliği dikkat çekiciydi gerçekten: Gülen'in kitaplarını didik didik etmiş yabancı araştırmacılar, açılan okulların faaliyetlerini mercek altına almış, cemaat üyelerini samimiyet sınavından geçirmiş...
Türkiye'den Houston'a esasen bildiğini dinleyeceği beklentisiyle gelen bizleri de şaşırtan bir durum bu. Dünyanın kuş uçmaz kervan geçmez uzaklıkta sayılabilecek köşelerinde açılmış eğitim kurumlarını yerinde görmüş, öğretmenler ve öğrencileriyle konuşmakla yetinmeyip evsahibi ülkenin nabzını da tutmuş gözlemciler, bu deneyimin inanılmazlığını itiraf ederken samimiydiler. Bizim insanımızın maddî fedakârlığı, gençlerimizin diğerkâmlığı, uygulanan yöntemlerin akılcılığı, global çapta bir başarı öyküsü yazdırıyor...
Dünyada ve Türkiye'de 'İslâm' epeydir tartışma odağı. Tartışmaya 'İslâm' adına katılanlar, daha başlangıçta, muazzam bir önyargı duvarıyla karşılaşıyorlar. Koskoca bir İslâm Dünyası içerisinde sayıları hiç de fazla olmayan kişiler ve grupların yaptığı yanlışlar, o dünyadan çıkan olumlu sesleri her zaman bastırıyor. Buna rağmen, kesin önyargılı olanların bile, dünyanın geleceğinden umutlu olabilmek için, İslâm Dünyası'na kulak verme ihtiyacı hissettiği bir dönemden geçiyoruz.
Houston'daki toplantı, bu açıdan, hiç de küçümsenmemesi gereken bir başlangıç teşkil etti. Konuşmacılar hep övmediler; karşılarına çıkan çelişkileri, hataları çekinmeden ifade ettiler. Kimse 'savunmacı' bir tavır takınmadı; yanlışa yanlış deme irfanı ve olgunluğu egemendi toplantının bütününe. Türkiye'den doğma modelin evrensel barışa hizmet edebileceği beklentisi bolca dile getirildi.
Değerlerini takdir etmekte zorlanan bir ülkeyiz; sistemimiz 'kötü' olanı elekten geçiriyor da, 'iyi' olana karşı olağanüstü hassas davranıyor. Houston'da konuşulanları Türkiye'deki insanların da duymaya ve başarılarla iftihar etmeye hakları var. Oysa, onları kendi aramızda tartışmak bile kolay değil hâlâ. Kendi önyargılarımız başkalarına rahmet okutacak boyutlarda. Hem övgüde hasisiz, hem de başkaları tarafından kadri bilinip övülene daha bir kuşkuyla yaklaşma gibi bir 'âdetimiz' var...
ABD'nin bu zengin bölgesinde, Türkiye'de başlayıp dünyanın dört bir tarafına yayılmış önemli bir deneyimi konuşurken, üzerinde tartıştığımız konunun yarını belirleyecek bir önemli deneyim olduğunun farkındaydık bizler... Belki bizden de daha fazla farkında olanlar, deneyimi yakından izleyip gözlemiş olan yabancı bilim ve fikir adamlarıydı. Buraya kadar gelmeyi bizler için değerli kılan, dinlediğimiz fikirlerin doyuruculuğu yanında, doğruyu önceden keşfettiğimizin başkalarınca da teyidi oldu. Bunun için bile bu yorucu yolculuğa katlanmaya değermiş...
Toplantının tek cümlelik özeti şu: Günümüz dünyasında İslâm'ı el üzerinde tutmak istiyorsak, hepimiz kendimizi sorgulamalıyız.
- tarihinde hazırlandı.