Aydın, Ertuğrul, İsmet ve Oya!

İlk sayfalarındaki başlığa dikkat ettikleri fark ediliyor hemen: "Gülen'in ekibine de soruşturma geliyor.." Ancak içerideki haber gerçek düzeylerini ortaya koyuyor: "Fetullah'ın beyin takımına soruşturma.." Habere baktığımızda "Fethullah" yazıldığını görüyoruz, demek ki kasıtlı olarak "Fetullah' diye yazmışlar. "Aptes" alıp, "cüppe" giyip, "teravi" kılan camiadan da bu beklenir. Diyanet İşleri Başkanı camilerde "ahlak" dersi verileceğini açıklamıştı geçen gün. Camiye smokinle gitme mecburiyeti de yok! Korkmayın biz yazı boyunca 'Erturul' demeyeceğiz..

Bunların ağzı en bulaşık olanını biliyoruz. İ. Melih diye yazar. Diğeri, başörtülü insanlara 'kevaşe' diyenin ise Şevki Yılmaz'lı günlerde yaptığı 'klozet' edebiyatından genetik bir vakıa olduğunu biliyoruz. Hürriyet binasında karşısına çıkana yolunu değiştirttiği anlatılır kulislerde. Onlar da öyle derler. Fethullah, Fadıl, Merve... Cumhurbaşkanı'na hakaret 'yemediği', belki de bir ''Success Story''vakanüvisti yayın yönetmeni engellemekte ısrar ettiği için şimdilik sadece 'Ahmet Bey' diyebiliyorlar.

Hep yazarım... Bir görüşe, ideolojiye, fikre, yaşam tarzına, kişiye, topluluğa karşı olabilirsiniz. Mesela Humeyni'ye aşırı derecede alerji duyup, fikirlerini, yaşam tarzını, felsefesini beğenmeyebilirsiniz. Onu seven, baş tacı eden İranlılardan iğrenebilirsiniz. İran ziyareti esnasında sizi zorla Kum kentine götürüp, mozolesine çelenk koydurtmaya kalktıklarında isyan da geçebilir içinizden. Ancak her fırsatta ölmüş bir insanın kişiliğini aşağılamayı, tipini, özel yaşamını iğdiş etmeyi, küfretmeyi tercih ediyorsanız bir sorun vardır sizde. Bir büyük şehrin belediye başkanıyla özel bazı sorunlarınız olabilir. Hatta yakalasanız bir kaşık suda boğmayı bile hayal edebilirsiniz. Ancak bu fantezilerinizi bir kitle iletişim aracında gerçekleştiriyorsanız ve üstelik bu organ kendini ciddi addediyor hatta o mesleğin bir denetim kurumunun başı olan kişi o organda başyazarlık yapıyorsa orada biraz durmanız lazım..

İ. Melih, Merve, Fethullah, Fadıl, Mustafa vs... Başkalarına demeye yüreğinizin yetmediği bu aşağılama amaçlı isimlendirmeleri kullanmak artık sıradanlaştıysa, bumerang bir gün size yönelecektir. Birinin çıkıp size 'Aydın'ın elemanları... Dinç'in maaşlıları' demesi zorunuza gitmemeli.

Öyle değil mi Ertuğrul, Güngör, Yalçın, Emin, Fatih, Hasan, İsmet ve Oya?..

Bakın Galatasaray'ın teknik direktörü Lucescu dün Sabah gazetesine ne açıklama yapmış: 'Türkçe öğrenmeye başlamıştım. Ama gazetelerde yayınlananları görünce bundan vazgeçtim.' Bu ayıp burnunuzu kızartmıyor mu?