Sedat Ergin, Fethullah Hoca'nın Sözlerini Niye Yanlış Yorumladı?

Sedat Ergin, Fethullah Gülen'in, Nuriye Akman ile yaptığı söyleşinin bir bölümünü "Çok talihsiz bir açıklama" olarak yorumlayarak, bu konuda bir yazı yazdı.

Fethullah Gülen, söyleşinin 23 Mart tarihinde yayımlanan bölümünde şunları söylemiş:

''Kuran-ı Kerim, bir insanı öldürmenin bütün insanları öldürmek gibi olduğunu söylüyor. İbn-i Abbas, insan öldürenin ebediyen cehennemde kalacağını söylüyor. Bu hüküm, káfirler için söz konusudur. Demek ki, insan öldüren, káfirin maruz kalacağı aynı şeye maruz kalıyor. Yani, ateist, Allah'ı kabul etmeyen insan ne ise, insan öldüren de onunla eş değerdir. Şimdi dinin temel esprisi buysa, o zaman bunun eğitimle verilmesi lazım. Onu vermiyorlar.''

Sedat Ergin'in yazısından bir bölümü aynen aktarıyorum.

"Bugüne dek İslam'ın ılımlı sesi olarak tanıtılan, hoşgörüsü ile çok geniş kesimlerin övgülerine ve hayranlıklarına mazhar olan Fethullah Gülen'in bu açıklamalarına bakılırsa, ateist insanlarla teröristler arasında hiçbir fark bulunmuyor. Bu çerçevede ateist olan, ama kendine ait bir değerler sistemi içinde kimseye kötülük etmeyen, iyilik timsali bir insanla İkiz Kuleler'e saldırı emrini veren Usame bin Ladin'in bir tutulması gerekiyor. Ve bu ateist insanı bekleyen son, Fethullah Gülen'in buyurduğu üzere 'ebediyen cehennemde yanmaktır.' Tam bir hoşgörülülük hali sizin anlayacağınız...

Ayrıca, ateistin yerini cehennem olarak gösteren bir İslam düşünürü, laik de olamaz."

İsra Suresinin 33. ayeti şöyle başlar: "Ve yine sakın haklı bir gerekçeye dayanmaksızın Allah'ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın."

Bu ayetle Allah, açık bir şekilde, çok haklı bir gerekçe olmadıkça insanın yaşama hakkının elinden alınmasını men etmiştir. Kuran'da aynı emrin tekrarlandığı onlarca ayet mevcuttur.

"Sana saldırmazlık örfünün geçerli olduğu ayda savaşmanın hükmünü soruyorlar. De ki: 'O ayda savaşmak çirkin bir şeydir; ancak insanları Allah yolundan geri çevirmek, O'nu inkar etmek ve Mescid-i Haram'a girmekten onları menetmek ve halkını oradan sürmek, bütün bunlar Allah katında daha da kötüdür, çünkü zulüm ve baskı öldürmekten daha korkunçtur." Bakara Suresi: 217

Bu ayette ise, Allah'ı inkar etmenin ve yukarıda bahsedilen eylemlerin, öldürmekten daha korkunç olduğu çok net bir şekilde anlatılmıştır.

Bu iki ayete baktığımızda, haklı bir gerekçe olmadan bir insanı öldürmek ne kadar kötü ve yanlış ise, Allah'ı inkar etmek, öldürmekten daha da kötü ve yanlıştır diye bir sonuca varırız.

Kısacası Fethullah Gülen, yukarıdaki sözleri hoşgörüsüz bir yaklaşım içinde değil, sadece Kuran perspektifinden bakarak söylemiştir. Bu, ne Fethullah Gülen'in, ne de bir başkasının ateist hakkında verdiği bir hükümdür, Tanrı'nın hükmüdür.

Fethullah Beyin avukatı değilim ama bu yanlış anlamaları düzeltmedikçe, ne İslam dini anlaşılır, ne de bir Müslüman.

"Fethullah Gülen'in buyurduğu üzere 'ebediyen cehennemde yanmaktır.' Tam bir hoşgörülülük hali sizin anlayacağınız..." Ateistin cehennemde ebediyen yanması, Fethullah Gülen buyurduğu için değil, Tanrı buyurduğu içindir. Tanrı'nın hükmü böyledir. Siz buna inanıp, inanmamakta özgürsünüz. Ama bir Müslüman bu gerçeğe inanır ve de inancını anlatır. Çünkü o da bu konuda özgürdür.

Bir Müslüman'ım ama eşimin ateist oğluna veya yine aynı inanca sahip halamın oğluna saygılı ve de inancına hoşgörülüyüm. Onları yargılayamam, çünkü böyle bir hakka sahip değilim. Sadece onlar için dua edebilirim. Fethullah Gülen'in de bir Müslüman olarak, bu şekilde düşündüğünden eminim.

Tanrı, Kendisine inanıp inanmama özgürlüğünü insana vermişken, bir başka insanın bu duruma müdahalesi beklenemez. Tanrı'nın, inanmayan insan hakkındaki hükmüne inanan bir insana da, inancından dolayı hiçbir insan müdahale edemez. İşte hoşgörü bu nokta da gereklidir.

Müslüman olduğunu iddia eden her insanın vazifesi Kuran'ın içindeki gerçekleri öğrenmektir. Başkalarının anlattıkları ile yetinmeden! Ama bir Müslüman, bu vazifesini yapıp yapmamakta dahi özgürdür. Daha güzel bir din düşünebilir misiniz? Biz, birbirimize böyle demokrat olabiliyor muyuz?

Demokraside, tercih hakkımız vardır ama tercihlerimiz yasalarla sınırlıdır. Bu yasaları ihlal ettiğimiz zaman neticelerine katlanırız. Yani cezalandırılırız.

Tanrı'nın insana sunduğu özgürlük içinde, tercihlerimizi istediğimiz şekilde kullanabiliriz. Ama aynen demokraside olduğu gibi, Tanrı'nın da yasaları vardır. Tanrı'nın yasalarını ihlal ettiğimizde, sonuçlarına katlanmak zorundayız. Biz, insan olarak yasaları çiğneyenleri cezalandırırken, Tanrı'nın cezalandırması için sitem edebilir miyiz? ASLA!

Bu durumu dile getiren Fethullah Gülen'e de hoşgörüsüz diyemeyiz....

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.