Fethullah Gülen, Kimlere Neden Gönül Koyuyor?

Sayın Fethullah Gülen'in ismi yalan yanlış haberlerle yeniden gündeme getiriliyor. Bir seçim atmosferinde bu çok mânidar bir durum.

Hele bazı siyasetçilere televizyon kanallarında "Fethullahçı mısınız?" diye sorular yöneltilmesi, birilerinin yeniden devreye girdiğini gösteriyor.

Sayın Fethullah Gülen, benim gibi milyonlarca Türk evladı için örnek bir mü'min, örnek bir hizmet insanıdır. Şahsına yapılan muamelelerin hiç birini hak etmediği gibi, özellikle eğitim, diyalog, hoşgörü ve barış adına kendisine uluslararası ödül verilmesi gereken mümtaz bir şahsiyettir.

Kendi ifadeleriyle Sayın Gülen, "her mü'min gibi ömrü boyunca hayırlı bir insan olmanın ve bu suretle Allah'ın rızasını kazanmanın yollarını aramış; sürekli insanımıza faydalı olma, onların dertlerini paylaşma ve problemlerine çözüm bulma aşk, şevk ve heyecanıyla yaşamış; cehalet, fakirlik ve ihtilaf gibi milletimizin yolunu kesen hastalıklara karşı çareler bulmaya uğraşmıştır. Yakın geçmişte millet olarak bir türlü gerçekleştiremediğimiz "sevgiyi sevme, nefretten nefret etme" yolunda durmadan koşmuştur. Diyalog, hoşgörü ve sevgi çağrıları ile birbirini senelerce düşman bilmiş insanımızın el ele tutuşmasında o bir öncü ve sembol isim olmuştur.

Maalesef, büyük salonlara, gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına yansıyan dostluk tablosundan hoşlanmayan, rahatsız olan dış mihraklar ve onların içimizdeki adamları derhal harekete geçtiler. Birbirini kucaklamak için ellerini açanların arasına güvensizlik tohumları ektiler. Kuşku ve suizan tohumları saçtılar. Tertemiz bir "Gönüllüler Hareketi"nin temsilcilerini, akla hayale gelmedik iftira ve tezvirlerle karalamaya kalktılar. Onların en samimi davranışlarını dahi evirip çevirip hiç olmayacak gayelere, hedeflere bağlayarak bütün hayırlı işleri adeta baltaladılar. Fırsat bulanları, yurtdışında jurnalleme faaliyetinde bulundular. En insanî, en olumlu gayretler etrafında şüpheler uyandırmaya yönelik şeytanî çabalar harcadılar.

Bu menfi gayretler millet çoğunluğu üzerinde müessir olmasa bile, öteden beri hayatını kine, nefrete, düşmanlığa bağlamış, sevgiden, şefkat ve merhametten nasipsiz marjinal bir kesimi ayaklandırmaya yetmiştir. Bu takımın "hoşgörü", "diyalog", "sevgi", "herkesi kendi konumunda kabul etme" ve "kavgasız bir dünya" kavramlarına karşı açtıkları savaş sonucu bugün toplumun değişik kesimleri birbirine şüphe ve tereddütle bakmaktadır. Vehimler ve zanlar yeniden kurulan köprü ayaklarına balyozlar indirmektedir.

Bu büyük millete güzelliklerini çok gören, İslam'dan rahatsız olan ve yolsuzluklardan sıyrılarak meselelerini halletmiş ve dünya muvazenesinde gerçek yerini almış bir Türkiye istemeyenlere karşı uyanık olmak, sağduyu ve vicdan sahibi herkesin görevidir.

Ben, geldiğimiz nokta itibariyle Sayın Fethullah Gülen'in duygu ve düşüncelerini az çok tahmin edebiliyorum. Şöyle düşünüyordur:

"Kötü tabiatlarının gereğini yapanları bir ölçüde anlıyorum. Fakat milletimizin güçlenmesini ve büyümesini istemeyen bu zavallılara kanıp onların ardına takılanları anlamıyorum. Marjinal bir grup tarafından kandırılıp Türkiye'nin aydınlık geleceğinin karartılması konusunda onlarla beraber çalışanlara hayret ediyorum. Güzel hizmetlerin ardında menfilikler aramalarına rağmen bunların, önlerindeki binlerce güzel örnekten birini bile görmemeleri insafla, milliyetçilikle, vatanseverlikle bağdaşabilir mi? Bir kere olsun müspet düşünmeye yanaşmayanlara şaşırıyor ve gönül koyuyorum. Kendi kendime "acaba, onbinlerce kilometre uzakta İstiklal Marşı'mızın okunması, Afrikalı çocukların bile Türkçe konuşması kimlerin hoşuna gitmez? Millî kültürümüzün tanıtılması ve temsil edilmesi kimleri rahatsız eder? sorusunu bir kerecik olsun sormayan ve vicdanındaki cevabı dile getirmeyen kendi insanımıza kırgınım. Bu insanların, umursamaz ve bazen de aleyhte tavırlarının körlük değilse de nankörlük olduğuna inanıyorum..."

Sayın Gülen, örnek bir mü'min olarak vazifesini yapıyor. O'nu anlamamakta direnen, O'na sahip çıkmayı bilemeyen, ismi anıldığında ürkeklik sergileyerek siyasette bahtının açılacağını zannedenler asıl utanmalı değil mi?

Ancak şunu da biliyorum. Okyanus ötesinden bana diyor ki; "Hüseyin Bey, her şeye rağmen biz, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hep karakterimize saygılı olacağız. Üç beş günlük bir dünya için baş yarmayacak, göz çıkarmayacak, kem söz söylemeyeceğiz. Gönül kırmayacak ve herkese sevgi çağrısında bulunmaya devam edeceğiz."

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.