Gülen’in Sevenleriyle Hasbıhâl…
Kendisinin şeker ve kalp damarlarıyla ilgili rahatsızlıkları devam ediyor. Bir de boynundan bir rahatsızlığı olmuş, o da sağ kolunda, parmaklarında büyük acılara sebebiyet vermiş. Gittiğimde koluna fizik tedavi uygulanıyordu.
Hamdolsun, bulunduğum günlerde sağlığındaki bir nebze düzelmelere rast geldim. Zaten hiç şikayetçi olduğunu görmedim. Kendisi için dua edenlere minnettarlığını sık sık dile getirdi. Dua edenlere, o da dua etti.
Yanında bulunduğum sürede sohbetlerinden bazı notlar aldım. Sevenleriyle paylaşmak istedim:
Türkiye'nin değişik yerlerinden gelmiş topraklar var, hepsini odamın bir köşesinde saklıyorum.
Şerrin şer ile önlenmesi, hiçbir zaman hayır doğurmamıştır.
Tevbe, günah duygusu ile bir hesaplaşmadır. Akıl kilidi ve irade anahtarıyla, günah ve su–i zan kirlerinden uzak kalabilmek ancak böyle bir hassasiyetle mümkün olabilir.
Meseleleri başkalarına anlatamıyoruz. Asıl mesele, biz tam mânâsıyla anlayabiliyor muyuz?
Allah'ı anlatan insanlar, Allah'tan uzak olmamalıdır.
Sevgi hep karşılıklı alışveriştir. Ben sizi sevmesem, siz de beni sevmezsiniz. Allah'ı ne kadar seviyorsanız, o aşk seviyesinde teveccüh vardır. Allah nezdindeki yerinizi öğrenmek istiyorsanız, Allah'ın sizin nezdinizdeki yerine bakınız.
Ben ecdadımı dünyada hiçbir millete değişmem. Benim Osmanlı gibi bir ecdadım var. Ben ecdadıma laf söyletmem. Ancak sahabenin hakk-ı evveli vardır, o başka. Türkçe'yi bir dünya dili haline getirmek gereklidir.
Çok güzel kelimelerimizi hiç farkına varmadan öldürüyoruz. Uydurukça kelimeler kullana kullana dilimizi bozduk. Bilhassa toplumun müracaat ettiği gazete ve televizyonlarımızda dikkatli olabilseydik. İşgalci kelimelere fırsat vermeden dilimize sahip çıkabilmeliyiz. Nesebi belli olmayan kelimeler kullanıyoruz. Nesilleri yetiştirirken dilimiz üzerinde hassas olmalıyız.
Milletimizin temel müesseselerinden olan yargıya, orduya güveni sarsmamak lazım. Yolsuzluk her yerde olabilir. Yargının içinde de olabilir, askerin içinde de olabilir. Bu müesseselerdeki 5–10 adamın yolsuzluğa karışmasından dolayı koskoca müesseselere dil uzatmak, onları töhmet altında tutmak cinayet olur. Şanlı bir tarihi olan ve geleceğimiz adına birçok güzelliklere imzasını atacak olan ordumuzu basit menfaatlere alet etmek ve karalamak yanlış olur.
Türk'e yakışan dilencilik yapmamaktır. Türk, hiçbir zaman dilenmemelidir. Kimseye dayanarak da iş görmemelidir. Türkiye, bugün dünyanın her yerinde olmalıdır. Eğer her yerinde olamazsa, Türkiye de olmaz. Bugün bizim problemimiz insan problemidir. Seviyeli, ileriyi gören, adımlarını ona göre atabilen basiretli insanlara sahip olabilme problemimiz var.
Karşılıklı "ret"ler ve restleşmeler milletimizi bu hale getirdi. Hep karşılıklı tepkilere dayalı sürtüşmeler milli yapımızı sarstı. Koskoca Türk milletinin enerjisi bu sürtüşmeler sebebiyle boşu boşuna harcanıyor. Birileri, bütün mirasımızı reddederken –tabii bunlar marjinal ve agresif grupçuklar– onlara karşı olup da gününü okuyamayan, hatta Türk ismini dahi mahzurlu kılıp kullanılmaz hale getirenlerin hazımsızlıkları, bugünkü sıkıntılarımızı hazırlamıştır.
Bazılarımız gölge etmese İslâm o kadar berrak ve duru ki, insanlık ancak onunla hayat bulur. Kur'an gönüllerin ve ruhların şifası. Ama ona gölge etmeden gerçek temsilcileri olabilsek, inanın istikbalin en gür sesi soluğu İslâm'ın olacaktır. Birbirimizi bir sevebilsek, "benim görüşüm", "benim anlayışım" diyerek kendimize takılmasak, çok zaman O'nun lütûflarını ve inayetini celbetmiş oluruz.
Kur'an'ın enstrümanı, O'nu temsil gücü olan insandır.
- tarihinde hazırlandı.