Kuraklık Tehlikesi
Erzurum'da görev yaptığım sırada Ahmet Kabaklı Hoca, Doğu'nun bu güzide şehrine bir davet üzerine gelmiş ve Özel Aziziye Koleji'nde bir de konferans vermişti. Kabaklı'yı iki günlük programında yalnız bırakmadım. Yazılarından istifade ediyorduk; sohbetlerini de ab-ı hayat gibi içtik.
Ahmet Kabaklı'ya Allah'tan rahmet dilerken onun Erzurum seyahati ile ilgili yazdığım "Türkiye'yi yüceltme ülküsü" başlıklı yazımı bir yad-ı cemil olarak özetlemek istiyorum:
"Türkiye ve Türk cumhuriyetlerindeki okulların başarılarını sinevizyondan gözlerimiz yaşararak izledik. Dünyanın dört bir bucağında dalgalanan Türk bayrağı ve o bayrağın altında okunan İstiklal Marşı hepimizi çok ama çok duygulandırdı. Sonra Türk edebiyatının ünlü ismi, üstad Ahmet Kabaklı ile diğer değerli konuşmacılardan "hizmet okulları" adını taktıkları müesseselerin "destanını" dinledik. Gözümüz ve gönlümüz açıldı. Ümitlerimiz tazelendi. Bir uzun soluk aldık.
Ahmet Kabaklı Hoca'nın Yakutiye Medresesi'ni gezerken yaptığı bir tespit var: "Yakutiye Medresesi, Kazan Han ve Moğol büyüklerinin eseridir. Mevlana Hazretleri bir kasidesinde şöyle der: 'Ben Moğol'dan 100 bin tane iman bayrağı açacağım.' Mevlana bunu söylediği zaman Moğollar Anadolu'yu işgal etmişlerdi ve taş taş üzerinde bırakmıyorlardı. Mevlana'nın anlayışı, eğitimi işte bu Moğolları değiştirdi... Mevlana'nın hoşgörüsü ve sevgisi ile yoğrulan Moğollar, Yakutiye gibi bir medreseyi inşa ettirdiler. İşte eğitim bu kadar önemlidir. Bugün Fethullah Gülen Hocaefendi'nin öncülük ettiği hizmet okulları, Mevlana'nın, Hoca Ahmet Yesevi'nin yaptığını yapıyor. İnsanlığı eğitiyor."
Kabaklı Hoca bir hatırasını da anlattı: "2 sene önce Moğolistan'a gittik. Tarihimizin ilk belgelerinin bulunduğu yer, ilk vatanımız Moğolistan. Göktürk Kitabeleri'ni bugüne kadar hep başkaları okudu, biz onlardan aldık. İlk defa onları görecek, okuyacaktık. Ama havaalanına indiğimizde bir de baktık ki yalnız değiliz. Bizden çok önce buralara gelenler var. Ellerinde Türk bayrakları Moğol çocukları bizi karşıladı. İstiklal Marşı söylediler. "Hoşgeldiniz" dediler. Büyük gurur duydum. Bunu akıl, hayal almaz. Ben şahit oldum."
Ahmet Kabaklı Hoca hizmet kervanı adını taktığı bu işlerin sırrını şöyle açıklıyor: "Eğitim bir alperen işidir. Anadolu'ya önce alperenler gelmiş, gönülleri fethetmiştir. Hoca Ahmet Yesevi Türkiye'ye sayısız alperen göndermiştir. Bunlar gittikleri her yerde bilgi meşaleleri olmuş, toplumları aydınlatmışlardır. Alperenlerin yaptığını bugün hizmet kervanı yapmaktadır. İşte Türkiye'de yüzlerce okul, işte yurtdışında yüzlerce okul, binlerce alperen. Bunu yaptıran Türkiye'yi yüceltme ülküsüdür. İnançla sermaye, inançla Türkiye sevgisi ve Allah sevgisi bir araya geliyor ve bu netice oluyor."
Aziziye Eğitim Kurumları'nın yeni ilkokul şubesini ve anaokulunu gezen Ahmet Kabaklı gördüğü manzaradan çok etkilenmiş ve "İstanbul'da bile böylesine güzel okullar yok." demişti. Allah rahmet eylesin...
Türkiye büyük bir kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya.
Kuraklık sadece kar ve yağmurun yağmamasından kaynaklanmaz. Kalp ve kafalarımızı duygu ve düşünceleri ile mamur eden insanların kaybı da gönül kuraklığına sebep olur. Coşan'ın ve Kabaklı'nın ölümü bu kuraklığın habercisidir.
Bugünlerde yağmur dualarına çıkan boynu bükük, kalbi kırık milyonların; manevi dünyamıza hitap eden yıldızların sayılarının azalması değil, artması ve mevcutların değerinin de bilinebilmesi için dua dua yakarmalarında fayda var.
Sen, bizi bu çorak topraklarda daha fazla susuz ve yıldızsız bırakma Allah'ım!
- tarihinde hazırlandı.