Fatih Üniversitesini Neden Öldürüyoruz?

Fatih Üniversitesini şimdiye kadar hiç görmemiştim.

Gazetelerde "kontenjanlarının kaldırılacağına" dair haberler okumuştum. YÖK'ün gerekçeleri korkutucuydu. Üniversitede sinsi bir dincilik propagandası yapıldığı izlenimi doğmuştu.

Olaya gereken dikkati veremememin nedeni, ekonomik krizin başka bir şey düşündüremeyecek şekilde gündemi kapatmasıydı.

Geçen hafta, Fatih Üniversitesi yönetilicileri bir grup gazeteciyi davet ettiler. Amaçlarını da "Derdimizi anlatmak istiyoruz. Kimselere sesimizi duyuramıyoruz. Size madalyonun bizimle ilgili yönünü göstermek istedik" diye anlattılar.

Büyükçekmece'deki Üniversite kampüsüne girince hayretler içinde kaldım.

65 bin metrekarelik muazzam bir bölgede, birbirinden temiz, muntazam binalar, pırıl pırıl ve yepyeni laboratuarlar, spor alanları, dersaneler…

10 öğrenciye 1 öğretmen düşüyor. Öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı bakımından tüm devlet ve vakıf üniversiteleri arasında 5 inci sırada.

4 bine yakın gözleri heyecan dolu genç insan…

Aralarında, korkularından olacak türban takmamak için perukla dolaşan bir azınlığın dışında, son derece normal giyimli, zeki bakışlı insanlar etrafımızı alıverdi.

YÖK'ün "islamcılık komplosuna" kapılmış insanlara rastlamadık.

Üniversite öğrencileri, 16 Mart 2001 YÖK Genel Kurulundan çıkan 8 maddelik eleştiri yazısını teker teker yanıtladılar. İddiaların hiçbir mesnedi olmadığını ısrarla vurguladılar ve görüşlerinin doğruluğunu ispatlamak için belgeler dağıttılar.

Hele kılık kıyafet uygulamasına -onlar da korktukları için olacak- gereğinden de aşırı duyarlık gösterdiklerini anlatırken, cezalandırılan öğrenci sayısını açıkladılar.

YÖK'ün kararı :

1. 2001-2002 döneminde Üniversiteye öğrenci yerleştirilmesi yapılmaması 2. Kararı takip eden bir yıl içinde, belirtilen sakıncalar köklü bir şekilde düzeltilmediği taktirde, üniversite faaliyetinin durdurulmasını kapsıyor.

Üniversite yönetimi telaş içinde.

"Eğer bu yıl kontenjanımız durdurulursa, yavaş yavaş ölüme terkedilmiş oluruz. Gelecek yıl birinci sınıflara öğrenci gelmeyecek demektir. Bu durum diğer öğrencilerin de moralini bozacak, şevklerini kıracaktır. YÖK, iddialarının gerçeklere uymadığını 2002 yılında tespit edecektir. Kontenjan yasağı kaldırılsın, eğer tatmin olmazsa, zaten yetki elinde" diye yakındılar.

Fethullah Hoca'yı Sıkıştırmak İçin mi?

YÖK'ü dinlemedim.

Ancak, Fatih Üniversitesinde duyduklarım ve gördüklerim bende bu olayın "Siz Fethullah Hoca'nın liderliğindeki bir Vakıf'tan destek alıyorsunuz. Demek ki Fethullahçı, Fethullah Cemaatine insan yetiştiriyorsunuz" gerekçesiyle başlatıldığı izlenimi doğdu.

Sanki, ağızlarıyla kuş tutsalar dahi yetmeyecek.

Zira, suçlamaların hazırlanış şekli bile amatör bir komplo oyunu kokuyor. İki aynı kişinin 15 gün arayla biri çok olumlu, diğeri tam anlamıyla olumsuz rapor hazırlamaları… Üniversite yönetimine hiç uyarı yapmamak, haber vermemek ve Genel Kurul toplantısının son anında, nereden geldiği bilinmeyen bu kararın oldu bittiye getirilip oylanması.

Garipliklerle Dolu Bir Senaryo.

Eğer yasalara uymuyorsa Fatih Üniversitesi uyarılabilir, yine dinlemezse harekete geçirilebilir. Ancak, yavaş yavaş ölüme terk edilmemeli, varsa eksikliklerinin düzeltilmesine çalışılmalıdır.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.