Bir Şeyleri Yok Sayamayız

Türk Milleti, Müslümanlıkla şereflendikten sonra millet olma şuuruna erişmiştir. Tarihte Türk milleti hakkında sayısız kitaplar yayınlanmıştır. Bu kitaplar içerisinde birbirinden ilginç olaylar, bir o kadar da kahramanlıklar anlatılır. Türkler Peygamber efendimiz (sav) tarafından hadislerle şereflendirilmiştir. Yüzyıllar sonra Anadolu topraklarında Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, bu millet Allah Allah diyerek şehit olmak için savaşmışlardır. Türk Milleti dini için savaşan tek millettir. Dünyada hiçbir millet yoktur ki. Evlatları şehit olunca ‘Vatan sağ olsun’ desin. İslamiyet’te çeşitli mezhepler vardır. Bunların içerisinde açılımları mevcuttur. Eğer bir milleti çözmek istiyorsan dininden uzaklaştıracaksın. Türkiye Müslüman olmasına rağmen dini vecibelerini tam olarak yerine getirmeyen bir millete sahiptir. Bu bakımdan insanları birbirine bağlayan unsur camii cemaati, ya da belirli bir oluşum altında buluşup sohbet etmeleri, o insanları birbirine bağlamaktadır. Bu tür oluşumlar hem yok olmaya yüz tutan komşuluk ilişkilerini geliştirir, hem de İslam dininin ne kadar çağdaş bir din olduğunu bize öğretir. Sohbetler buluşmalar insanları birbirine kaynaştırır. Yardım kültürünü oluşturur.

Yeni örgütlenme modeli cemaatler

Bu ülkede dini tehlike olarak görmek, insanları vatan ve millet sevgisinden uzaklaştırmaya benzer. Türkiye’de cemaatleşme bir bakımdan insanları birbirine kaynaştırma noktasında alçı vazifesi görmektedir. Fettullah Hoca cemaati de bu kategoride adlandırılır. Cemaat yerine başka bir adlandırma da yapılabilir bana göre. Bu arkadaşların karakteristik özelliği, sosyal olması, milli olması ve küresel açılıma yatkın olması. Kırık Testi 7” Ölümsüzlük İksiri” kitabını okurken çok etkilendiğim yerler oldu. Fettullah Gülen Hoca Efendi’nin kitabının girişinde Türkiye’nin sosyolojik tahlili çok güzel açıklanmış. Türkiye’de üç büyük göç dalgası yaşandı. Milyonlarca insan demografik bir hareketlilik gösterip, bulundukları yerden ayrılarak büyük kentlere doğru aktılar. Burada siyaset ve kültürel etki hayatı yeniden şekillendirdi. Yeni bir örgütlenme modeli ortaya çıktı. Cemaatleşme. Burada Hoca Efendi’nin farklılığı ortaya çıkıyor. Bunu üç nedene bağlayabiliriz. Birincisi, Kuran’a ve sünnete son derece bağlıdır. Önemli fikirlerini Kuran’a göre yapmaktadır. İkincisi, geleneğe uygun gelişme modelini takip etmektedir. Üçüncüsü ise Hoca Efendi’nin İslami ilimlere vukufiyeti vardır. Ayrıca modern dünyayı takip etmektedir. Soruyorum. Bu üç unsur kimleri rahatsız edebilir ki? Anadolu’da insanlar dinleriyle yaşarlar, dinleriyle ölürler. Anadolu’da İran tipi örgüt cemaatleşmesi olmamıştır. Ayrıca bu tür cemaatlerden vatan haini çıktığını göremezsiniz. Çünkü vatan ve şehitlik dinin temel inançlarındandır. Bana göre bu tür cemaat liderlerini dini referans alan kanaat önderlerini bazı temel dinamiklerin hedef olarak göstermesi doğru değil. Birileri bu yazımdan rahatsız olabilir. Ne yani Hoca efendinin görüş ve fikirlerine gönül veren milyonlarca kişiyi kaynağı yasal olmayan suçlarla mı yargılayacaksınız? Yok mu sayılacaklar? Şahsen ben Hoca efendinin Türkiye’ye gelmesini arzu ediyorum. Kutuplaşmanın had safhaya vardığı bu günlerde milyonların ciddiye aldığı birini görmezden gelemezsiniz. Milyonların gönüllerinde hiçbir beklentisi olmaksızın taht kurmuş şahsiyetlere Türkiye’nin ihtiyacı vardır. Hoca Efendinin şu an Türkiye için yapabileceği çok şey olduğu kanısındayım. Birileri kızabilir ben inandığımı yazdım.