İnanç Banyosu

Ramazan Bayramı bugün bitiyor. Ramazan ayı, bir kuyruklu yıldız gibi semalarımızı ziyaret etti, kendi rengine boyadı dünyaya boyanmış hayatımızı ve ardından bir ahiret korkusu, bir asr-ı saadet yankısı, Cenab-ı Peygamber'in (sav) ayak izlerinden birkaçını daha bırakarak bizleri terk etti.

Ve yerini göklerimize şafak tüllerini asan bayrama bıraktı.

Bugün ikindi ezanı okunduğunda artık bayram tülleri de yerini hayatımızın pıhtılaşmış düzenine emanet etmiş olacak.

Bundan sonra yalnızız artık, ta ki gelecek Ramazan'a kadar. Onun evlerimizin bacalarından içeriye gül yaprakları saçan elini öpmek için şurada 11 ayımız kaldı. Bir sultanın huzuruna çıkar gibi adım adım ilerleriz Ramazan'a. Üç aylar, kandiller, oruçlar, dualar, gece ibadetleri.. ve mukabele, yani Ramazan'ı karşılama.

Her biri birer adım yaklaştır bizi o sultana ve günün birinde hilal beliriverir bir dağın yamacında ve müjde yayılır dünyanın dört bucağına.

O gelmiştir, sultan huzuruna bizi kabul etmiştir artık. Rahmet yağdıran gönlünü, gündüze çevirdiği gecelerde ve geceleştirdiği gündüzlerde üzerimize açmıştır.

Kur'an-ı kerim'in dünya atmosferini delerek pıhtılaşan dünyamıza gök sofralarını açtığı ay. Müslüman'a asıl hayatın nasıl yaşanması gerektiğinin ipuçlarının sunulduğu ay. Sadece midenin değil, dilin ve diğer organların da nurani bir kemer kuşanarak dizginlenildiği ay.

Fethullah Gülen Hocaefendi, Ramazan'ın bir "inanç banyosu" yaptırdığını söyler bize. Bu banyo 11 ay zarfında kirlenmiş olan ruhların kapanmış hücrelerini açar, onlara bir aylığına da olsa ait olduğu aleme dair bir tat bırakır miras olarak.

İnanç banyosundan yeni çıktığımız Ramazan'ın son halkasının da elimizden kayıp gitmekte olduğu şu demlerde bayramlarınızı tebrik ediyor, Ramazanların ruh âleminde yeni kapıları çalmasına vesile olmasını temenni ediyorum.